Türkiye aşı kıtlığı ile karşı karşıya ... ve Hindistan'da keşfedilen 5 Corona suşu vakasını izliyor

 Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye Epidemiyoloji Konseyi toplantısının ardından yaptığı konuşmada, Türkiye'nin önümüzdeki iki ay boyunca aşı temininde zorluklarla karşılaşacağını söyledi.

Koca, aşılama çalışmalarına devam etmek için Ankara'nın 50 milyon dozluk Rus "Sputnik-V" aşısı anlaşmasına imza attığını ve bunu yerel olarak da üretmeye başlayacağını söyledi.

Türkiye, aşılama kampanyasında şimdiye kadar daha küçük gruplar halinde Pfizer-Biontech aşısının kullanıldığı Çin biyoteknolojisi Sinovac'a güvenmiştir.

Koca, Bilim Kurulu'nun Pfizer-Biontech aşısının 2 doz dağıtılmasına karar verdiğini söyledi. Dozların mevcut 28 günlük periyot yerine 6 ila 8 hafta arayla verileceğini belirtti.

T.C.Sağlık Bakanlığı Corona Virüsü Aşı Bilgi Paneli'ne göre Türkiye 22 milyon 276 bin 224 doz Corona virüsü aşısı sağladı. Bakanlık, 13 milyondan fazla kişinin iki doz aşı olduğunu söyledi.

Türkiye ayrıca kendi yerel aşısını geliştirmek için çalışıyor. Koca'ya göre, üçüncü faz davasının yakında başlaması bekleniyor. Diğer aday aşıların deneylerin birinci ve ikinci aşamasında olduğunu söyledi.

Türkiye Sağlık Bakanı, ilk olarak Aralık ayında Hindistan'da gözlenen B1.617 varyantının Türkiye'de yeni tescil edildiğini belirtti.

Bakan, "İstanbul'da Hint tipi 5 vaka belirledik" açıklamasında, bu vakaların izole edildiğine ve izlemeye tabi tutulduğuna dikkat çekti.

Türk Sağlık Bakanı, Türkiye'de daha önce Brezilya ve Güney Afrika suşlarında gözlemlenenlere ek olarak, İngiliz türünün Türkiye'de hala en yaygın olduğunu söyledi.

En uzun kapatma dönemine denk gelen ... Türkiye'deki Suriyeli işçileri tehdit eden bir "felaket"

 

Suriyeli genç Abd al-Salam al-Khatib, aylarca çalıştığı fabrikanın sahibinden kapanış süresinin aylık maaşına dahil edilmeyeceğini belirten bir rapor aktararak, 18 Suriyeli işçi için de geçerlidir. "aynı ilgi."

Avrupa yakasında İstanbul'da yaşayan vaiz, fabrikadaki sözde "günlük çalışma" içindeki çalışma mekanizmasıdır, yani her hafta gelirlerini her hafta alması şartıyla tam bir gün ücret alır. yedi gün. Bu çalışma yöntemi aynı zamanda, ister ülke içinde dağılmış Türk fabrikalarında, ister inşaat ve kaplama atölyelerinde olsun, binlerce işçiyi kapsamaktadır.

Al-Khatib yaptığı açıklamalarda, "Ücretsiz 21 gün, yaklaşık 2.500 Suriye lirası anlamına geliyor. Sadece buysa memnunum, ama özellikle daha önceki zamanlarda Batroun'un ima ettiği için işime geri dönmemekten korkuyorum. yasağın tekrarlanan önlemleri ve iş seviyesinin düşmesi nedeniyle bizi terk etmek niyetindeydi. ""

TSK'ya 'Gülen yapılanması' operasyonu: 459'u muvazzaf 532 asker hakkında gözaltı kararı

 

"FETÖ" soruşturması kapsamında İstanbul ve İzmir merkezli operasyonda 459'u muvazzaf 532 asker hakkında gözaltı kararı verildi.

İzmir ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ortak soruşturma kapsamında "FETÖ"nün örgütsel iletişim modeline uygun aranma kaydı suretiyle terör örgütüne özgü örgütsel iletişim ağına dahil oldukları tespit edilen ve bir kısmı hakkında örgüt mensubu olduklarına dair itirafçı beyanı gibi deliller bulunan 459'u muvazzaf 532 kişiye yönelik operasyon başlatıldı.

Anadolu Ajansı'nın aktardığına göre, İzmir ve İstanbul merkezli 62 ilde yapılan çalışmada İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 61'i Jandarma Genel Komutanlığı, 122'si Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 30'u Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 22'si Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, 1 Sahil Güvenlik Komutanlığı, 22'si Milli Savunma Bakanlığı'na mensup 4'ü albay, 1'i yarbay, 9'u binbaşı, 24'ü yüzbaşı, 32'si üsteğmen, 3'ü teğmen, 142'si astsubay, 1 uzman çavuş toplam 216 muvazzaf asker ile 42 darbe girişimi sonrası ilişiği kesilen askeri okul öğrencisi olmak üzere 258 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

Soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca ise 97'si Jandarma Genel Komutanlığı, 111'i Kara Kuvvetleri Komutanlığı, 16'sı Hava Kuvvetleri Komutanlığı, 19'u Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na mensup 235'i astsubay, 8'i uzman çavuş muvazzaf konumda 243 şüpheli ile 31 darbe girişimi sonrası ilişiği kesilen askeri okul öğrencisi olmak üzere toplam 274 kişinin gözaltına alınmasına yönelik karar çıkarıldı.

Al-Omari, Suudi Arabistan'a kur yapmadan önce Türkiye'yi çalınan malları İki Kutsal Camiye iade etmeye çağırıyor

 Suudi güvenlik uzmanı Tümgeneral Dr. Zayed Al-Omari, Suudi Arabistan ile uzlaşmayı düşünmeden önce Türkiye'yi İki Kutsal Camiden çalınan tüm malları iade etmeye çağırdı.

"El-Meşhed El Arabi" tarafından izlenen "Twitter" da bir tweet'te şunları söyledi: "Türkiye, Erdoğan'ın giydiği nefret cüppesi yerine dostluk cüppesi giymeye çalışıyor ve ben tamam diyorum ama Arapların edebiyatını af olarak terk etmemiz şartıyla. "

"Ve tüm çalınan malları İki Kutsal Camiden geri almayı talep ediyoruz, çünkü bu bizim mirasımızdır ve yerine geri döndürülmeli ve barış, dostluktan uzak, uluslararası yasalara göre yapılmalıdır. bu belirsizlik yaratır. "

Erdoğan Türkiye'yi kapattı

 Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: 17 gün tam kapanma! İşte koronavirüse karşı alınan yeni tedbirler..

eİşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önemli açıklamalarından satır başları:

Bugün kabine toplantımızın salgın ile ilgili son gelişmeleri değerlendirdik. Ramazan bayramının ardından iyi bir sürece girmemiz için rakamların çok daha aşağı düşmesi şarttır. Vakaları 5 binin altına düşürmeliyiz. Özel hastanelerde yoğun bakım ve aşı hizmetlerinden dolayı ücret talep edildiğine dair şikayetler alıyoruz. Vatandaşlarımızdan hiçbir ücret talep edemez. İlave ücret talebiyle karşılaşan vatandaşlarımız kurumlarımız, bildirirlerse gereken neyse hemen yapılacaktır. Muhtarlarımızın aşılarına başlanacak.

İŞTE YENİ KORONAVİRÜS TEDBİRLERİ

* 29 Nisan 2021 perşembe akşamı 19:00'dan başlayıp, 17 Mayıs pazartesi 5'e kadar sürecek şekilde tam kapanmaya geçiyoruz. Bu tarihler arasında kesintisiz sokak kısıtlaması uygulanacaktır.

* Üretim imalat, temizlik gibi alanlarda istisna tutulan kuruluşlar hariç tüm işyerlerine ara verilecektir. İçişleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen istisna tutulan kuruluşlar hariç, tüm iş yerleri faaliyetlerine ara verecektir.

* Yeme içme sektöründe paket servisi hizmetine devam edilecektir.

* Zincir marketler pazar günleri kapalı olacak, diğer günlerde belirlenen saatlerde hizmet vermeyi sürdürecektir.

Libyalı kardeşler Türkiye yüzünden dışişleri bakanına saldırı düzenledi

 Türkiye ile imzalanan anlaşmayı ve güçlerinin Libya'dan çekilmesini iptal 

Müslüman Kardeşler örgütünün Libya'daki siyasi kolu "Adalet ve İnşaat Partisi" ile imzalanan anlaşmanın iptali çağrısında bulunarak Milli Birlik Hükümeti Dışişleri Bakanı Najla Al-Manqoush'a sert bir saldırı başlattı. Türkiye ve kuvvetlerinin Libya'dan çekilmesi.

El-Manqoush, İtalya Parlamentosu Dışişleri Komitesi ile Roma'daki Monte Cittorio Sarayı'nda yaptığı bir oturumda, "Başbakan Abdul Hamid al-Dabaiba liderliğindeki ulusal birlik hükümetinin Türkiye ile diyalog başlattığını ve Ankara'nın müzakerelere ve müzakerelere başlamaya hazır olduğunu fark etti. "

El-Manqoush, "Libya'nın aynı zamanda kararlı olduğunu ve tüm ülkelerden yabancı güçleri Libya topraklarından çıkarmak için işbirliği yapmalarını istediğini" vurgulayarak, sorunun Libya için bir öncelik olduğunu, çünkü güvenliğimizin bağlı olduğunu vurguladı. yabancı kuvvetlerin çekilmesi üzerine. "

Bundan sonra, Libya'daki Müslüman Kardeşler'in liderleri ve onların "öfke volkanı" olarak adlandırılan güçleri, bu çağrıya cevap vermek ve Türk varlığını savunmak için seferber oldu.

Türkiye'nin Kürtlere yönelik operasyonları ... Irak'ın egemenliğini aşındıran "pençeler"

 Türkiye ile Kürdistan İşçi Partisi (PKK) arasında uzun bir savaş Irak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçleri tarafından tekrar tekrar egemenliğini ihlal etmenin bedelini ödüyor.

Türkiye 1992'den beri Kuzey Irak'ta bu ülkenin egemenliğini ihlal eden askeri operasyonlar başlattı. Kürt bölgelerinin Ankara'dan bağımsızlığını hedefleyen Kürdistan İşçi Partisi'nin (PKK) peşinde koşma bahanesiyle.

Ve silahlı taraf ile Türk rejimi arasındaki çekişme arasında Irak, iki taraf arasındaki uzun çatışma nedeniyle egemenliğinin bir kısmının bedelini ödedi.

Geçtiğimiz yıllarda, Türk ordusu tarafından Kuzey Irak'ta başlatılan ve her operasyona yeni kilometrelerce giren askeri operasyonlara tanık olunmuştur.

Gizli ve açık operasyonlar

Türklerin Irak topraklarında başlattıkları gizli ve diğer askeri operasyonlar, Ankara militanlarının ülkenin kuzeyinde bulunduğunu iddia ettiği parti üyelerini hedef aldı.

Parti ile Ankara arasında aralıklı olarak devam eden müzakereler, barış eğilimi ve iki taraf arasında ateşin geri dönüşü sırasında Türkiye, 2015 yılında Kuzey Irak'taki PKK kamplarına hava saldırıları başlattı.

2018 yılında insan hakları örgütleri, Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Kürt partisine karşı yürüttüğü ve uluslararası alanda geçerli savaş kanunlarını ihlal eden "gizli" askeri operasyonların soruşturulmasını talep etti.

Biden, Osmanlı döneminde Ermenilerin "soykırımını" itiraf ediyor

 

ABD Başkanı Joe Biden, 1915 yılının Osmanlı döneminde Ermenilere yönelik bir "soykırım" a tanık olduğunu söyleyerek, bu olaylardan bahsetmenin suçlama niyetinde olmadığını vurgulayarak, Ermenistan'ın açıklamayı memnuniyetle karşıladığını, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise sözlerini kınadı. konudaki tartışmanın siyasallaştırılması.

Biden yaptığı açıklamada, "Amerikalılar, 106 yıl önce meydana gelen soykırımda ölen tüm Ermenileri onurlandırıyor." Dedi.

Türk pozisyonu

Erdoğan, Türkiye Ermeni Patriği Sahak Maşalyan'a gönderdiği mesajda, 1915 olaylarını tartışmak için üçüncü şahısları siyasallaştırmanın ve ülkesine yönelik bir müdahale aracına dönüştürmenin kimseye bir faydası olmadığını belirterek, " Türkler ve Ermeniler arasında bir arada yaşama kültürünün yok olmasına izin verin. "

Mısır, Türkiye'nin 30 Haziran'ı itirafğini istedi ve Ankara kabul etti

 Kahire, Ankara'nın 30 Haziran devrimini tanımasını şart koştu,

Türk yetkililer, Mısırlıların iradesine duydukları saygıyı vurgulayarak, bazı Türk danışmanların görüntüyü yanlış tanımlamaları nedeniyle 30 Haziran'daki tablonun net olmadığını Mısır tarafına doğruladılar.

Türk güvenlik yetkilileri ayrıca Kahire'ye, Kardeşlik yönetiminin birçok gözlemi olduğunu ve şiddet uyguladıklarını söylediler.

Mısır, iletişimi askıya almakla tehdit ediyor

Ayrıntıları tam olarak açıklanmayan görüşmelerde Mısır, Türklerin rıza göstermemesi durumunda her an temasları askıya alabileceğini açıkça ortaya koydu.

Kaynaklar, Ankara'nın müzakerelerde Türkiye'de bulunan Müslüman Kardeşler'in gençlerini teslim etmeyi teklif ettiğini, ancak Kahire'nin Yahya Moussa ve Alaa Al-Samahi başkanlığındaki istediği isimlere sadık kaldığını söyledi.

Kahire'nin siyasi liderliğe ve kurumlara saygı duyması ve Türkiye ile temaslarını sürdürmek için herhangi bir Mısır iç meselesi hakkında yorum yapmaktan kaçınması şartıyla Müslüman Kardeşleri geri adım atmayacağı bir iç mesele olarak gördüğünü sözlerine ekledi.

Mısır'ın "kışkırtıcı" Türk açıklamalarını sürekli olarak değerlendirdiğine dikkat çekti.
Bakan yardımcıları düzeyinde yakın bir toplantı,

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yakında Kahire'de bakan yardımcıları düzeyinde bir toplantı yapılacağını duyurdu.

Normalleşme adımları başlamadan önce ülkesinin bazı Mısırlı muhaliflere, özellikle de Mısır'a karşı aşırılıkçı bir konuşma yapanlara kararlı uyarılar yaptığını ilk kez kamuoyuna açıkladı.

Türkiye, Corona'da ölümlerde yeni bir rekor artış kaydetti

 Türkiye, 362 vakaya ulaşırken, "Covid-19" enfeksiyonuna neden olan Corona virüsü nedeniyle ölümlerde yeni bir rekor artış izledi.

Türkiye Sağlık Bakanlığı, günlük bir istatistikte, ülkede ortaya çıkan korona virüsü "Covid-19" ile kayıtlı enfeksiyonların genel sayısının son 24 saatte 61.1967 artarak toplam vaka sayısını en yüksek seviyeye çıkardığını bildirdi. 4446591 seviyesi.

Türkiye'de ise 17 Nisan'da Koronavirüs ile günlük enfeksiyon endeksi 62.606, 18 Nisan 55802, 19 Nisan 55149 ve 20 Nisan 61028'de ulaştı.

Sağlık Bakanlığı, yeni bir rekor olarak kabul edilen hastalık nedeniyle 362 yeni ölüm tespit ederek Türkiye'deki pandemi kurbanlarının sayısını 36.975 kişi düzeyine çıkardığını açıkladı.

Son günlerde, Türkiye pandemiden kaynaklanan ölü sayısında eşi görülmemiş artışlara tanık oldu ve bu gösterge 17-288 ölüm, 18-318 Nisan, 19 Nisan 341 ve 20 Nisan 346'da gerçekleşti.

Sağlık Bakanlığı da 52.213 hastanın iyileştiğini bildirerek ülkede Corona virüsünden kurtulanların sayısını 38.443.342 kişiye yükseltti.

Türkiye, Koronavirüs ile enfeksiyon sayısı bakımından dünyada altıncı, ölüm sayılarında ise 19'uncu ülkedir.

"Reuters" ajansının istatistiklerine göre Türkiye, günlük yaralanma sayısı açısından ortalama 7 gün bazında dünyada 4. sırada yer alıyor.

13 Nisan'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, virüsün yayılmasını kontrol altına almak için Ramazan'ın ilk iki haftasında ihtiyati tedbirlerin sıkılaştırıldığını ve kısmi kapatma uygulandığını duyurdu.

Kıbrıs müzakerelerini engellemek için sömürü

 

27-29 Nisan tarihleri ​​arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde müzakerelerin yapılması ihtimali konusunda talihsiz ve şüpheli olan Türkiye'de karar almaya yakın kurum ve şahsiyetler tarafından son iki gün içinde yapılan siyasi ve medya açıklamaları yoğunlaştı.

Müzakereler, bu müzakere yolunun beş sponsoru olan Türkiye, Yunanistan, İtalya, İngiltere ve Birleşmiş Milletler'in himayesinde gerçekleşiyor. Bu müzakereler, uluslararası alanda tanınan "Rum" güneyi ile Avrupa Birliği üyesi ülke arasında bölünmüş Kıbrıs adasında ve Türkiye'nin 1974'ten beri askeri olarak işgal ettiği kuzey kesiminde nihai çözüme ulaşmayı hedefliyor. bağımsız bir cumhuriyet ilan etti, ancak yalnızca Türkiye tarafından tanındı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, adanın kuzeyine birkaç gün önce (16 Nisan) yaptığı acil ziyarette, bu konuya adanmış olduğunun anlaşılması sırasında, Türkiye'nin herhangi bir taviz veya ara çözümü kabul etmediğini ifade etti. Kıbrıs konusunda: “Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni çok yapıcı bir strateji izledi ve iyi niyetini teyit etti, ancak Kıbrıslı Türklerle hiçbir şey paylaşmak istemeyen Kıbrıs Rum tarafı, Rum devletinin desteğiyle . " Türk bakanın ziyareti ve açıklamaları, Yunan dışişleri bakanının Türkiye ziyareti ve iki dışişleri bakanı arasındaki ortak basın toplantısında bile iki ülke arasında ciddi farklılıkların ortaya çıkmasıyla bağlantılı olarak geldi.

İranlı aktivistler eski sığınak Türkiye'de artan risk altında

 Türkiye'deki İranlı muhalifler, İslam Cumhuriyeti'nden sığınmacıları hedef alan yeni bir tutuklama ve sınır dışı etme emri dalgasının ardından ülkenin hâlâ bir sığınak olup olmadığından emin değiller.

31 yaşındaki Kürt siyasi aktivist Afshin Sohrabzadeh, bir hastane ziyareti sırasında kaçıp 2016'da Türkiye'ye kaçmayı başaramadan önce İran'da yedi yıl hapis cezası ve işkence ve hücre hapsiyle karşı karşıya kaldı, ardından ertesi yıl karısı geldi.

Bu ay Sohrabzadeh, seyahat belgeleri almak için Eskişehir'deki yerel polis karakoluna yaptığı rutin ziyaretten sonra tutuklandı ve Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit olmakla suçlandı.

Aktivist şu anda bir geri dönüş merkezinde tutuluyor ve avukatı Mahmut Kaçan, mülteci olarak uluslararası hukuk ve Türk hukuku altında koruma statüsünün görmezden gelindiğini söylüyor. Sohrabzadeh, İran'a dönerse muhtemelen ölüm cezasına çarptırılacak.

'Çürümekte olan patatesi devlet olanaklarıyla alıp dağıtmak bir başarı hikayesi değil, acziyet ifadesidir'

 CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın patates-soğan törenlerini değerlendirdi ve plansızlığın acı tablosu diye nitelendirdi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, iktidarın patates-soğan törenlerini değerlendirdi ve plansızlığın acı tablosu diye nitelendirdi.

Gazeteci Semra Topçu’nun Youtube kanalında depolardaki patateslerin tümünün alınmadığını büyük üretim yapan çiftçilerin işine yaradığını ama küçük üretim yapanların imzalatılan taahhütname nedeniyle sıkıntılarının sürdüğünü belirtti.

Tarım Bakanlığı’nı uyaran Gürer, yeni sezon üretim başlamadan yaşanacak soruna şöyle dikkat çekti:

“Yazlık patatesin kabuğu incedir, depolanma olanağı yoktur, üretimden sonra satılması gerekir. Bazı düzenbazlar ya da vurguncular, kışlık patatesi taze patates diye satarak tüketiciyi yanıltıyor vurgun vuruyorlar. Önümüzdeki süreçte bir tehlike daha var. Toprak Mahsulleri Ofisini sürekli uyarıyorum, turfanda yani erkenci patatesin çıkmasına 20 gün var.

Sökülmeye başladı ama asıl oluşumu 20 gün sonra. Gelip patatesi dağıttıktan sonra bu 20 gün içinde patates boşluğu oluşursa, arz dengesi oynarsa kalkıp yine patates ithal etmeye çıkmasınlar, planlama yapsınlar. Fakir fukaraya dağıtmak geç kalınmış bir olay ama bir kısmını da depolarda saklayarak tüketicinin mağdur olmaması için tedbir alsınlar.”

Temel sorunu plansızlık diye özetleyen Ömer Fethi Gürer, sadece patates-soğanda değil genel olarak çiftçinin üretim ve desteklenme mantığında problem olduğunu anlattı.

Almanya’ya gönderdikleri 45 kişiden 43’ü geri dönmemişti! AKP’li belediye açıklama yaptı

 Soruşturmalar, geçen yıl 49 Türk vatandaşının da Almanya'ya gittiğini, ancak bir daha dönmediğini ortaya çıkardı.

Malatya'da AKP'li Yeşilyurt Belediyesi'nin “çevre eğitim için” geçen yıl Almanya'ya gönderdiği 45 kişiden 43'ünün geri dönmediği ortaya çıkmıştı. Malatya Valiliği konuya ilişkin soruşturma başlatıldığını duyururken Yeşilyurt Belediyesi de bir açıklama yaparak idari soruşturmanın sürdüğünü bahse konu olan gezi ile ilgili belediye meclisinde grubu bulunan tüm siyasi partilerin oy birliği ile inceleme gezisinin düzenlendiği belirtildi.

OY BİRLİĞİYLE KARAR ALINDIĞINA DİKKAT ÇEKİLDİ

Yeşilyurt Belediyesi Basın Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Son günlerde bazı basın-yayın organları ve sosyal medya mecralarında belediyemiz ile ilgili paylaşılan iddialar hakkında açıklama yapılması zorunluluğu doğmuştur. 4 Şubat 2020 tarihinde Belediye Meclisimizde grubu bulunan tüm siyasi partilerin (AK Parti, MHP, CHP) meclis üyelerinin oy birliği ile aldıkları karar doğrultusunda Almanya'nın Hannover kentine çevreye duyarlı bireyler yetiştirmek konusunda örnek çalışmaların incelenmesi için gezi düzenlenmiştir. Söz konusu geziye katılan şahısların yurda dönüşü ile ilgili idari soruşturma sürmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

İktidar ile halk arasında uçurum büyüyor

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi İPA İstanbul İstatistik Ofisi, İstanbul Barometresi Mart ayı Raporu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı kararlar ve yurttaş arasında büyük bir uçurum olduğunu ortaya koydu.

DEVİR İŞLEMLERİNİ SADECE YÜZDE 13.4 ONAYLIYOR

Galata Kulesi ve Taksim Gezi Parkı’nın İBB’nin görev alanından çıkarılarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesini onaylayan İstanbulluların oranı yüzde 13.4’te kaldı. Yüzde 59.5 onaylamadığını, yüzde 13.4 onayladığını, yüzde 27.1 fikrinin olmadığını açıkladı.

EV İÇİ GÜNDEM: EKONOMİK SORUNLAR

Katılımcıların yüzde 33.1’i ekonomik sorunların, yüzde 30.8’i Covid-19’un, Mart ayında ev içinde en çok konuşulan konular olduğunu belirtti.

İSTANBUL’UN GÜNDEMİ: COVİD-19

İstanbul’un gündeminde, yüzde 37.9, Covid-19; yüzde 25.3, yasakların kalkmasıyla görülen trafik yoğunluğu ve yüzde 24.5, Taksim Gezi Parkı’nın mülkiyetinin İBB’den alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesi yer aldı.

TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ: COVİD-19 VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Katılımcıların yüzde 27.8’i Covid-19’un, yüzde 24.5’i İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin, yüzde 17.7’si ise kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin Türkiye’nin gündemi olduğunu ifade etti. Bunları yüzde 7.1 ile döviz kurlarındaki hareketlilik ve yüzde 7 ile Merkez Bankası Başkanı’nın değiştirilmesi izledi.

YÜZDE 53.4, İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN FESHEDİLMESİNİ UYGUN BULMUYOR

Yüzde 9.8 İstanbul Sözleşmesi’ni daha önce duymadığını; yüzde 18.1duyduğunu; ama bilmediğini, yüzde 32.4 az bilgi sahibi olduğunu, yüzde 26.1 bildiğini, yüzde 13.6 ise tamamen bilgi sahibi olduğunu kaydetti. Yüzde 53.4 İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle feshedilmesini uygun bulmadığını, yüzde 20.4 uygun bulduğunu, yüzde 26.2 ise fikrinin olmadığını belirtti. Kadınların yüzde 59.5’i, erkeklerin ise yüzde 49’u bu kararı uygun bulmadığını söyledi. Katılımcıların sosyoekonomik seviyeleri arttıkça İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinin uygun olmadığını belirtenlerin oranında artış görüldü. Alt sosyoekonomik seviyedeki gruba dâhil olan katılımcıların yüzde 40.3’ü fesih kararının uygun bulmuyorken, bu oran orta sosyoekonomik grupta yüzde 56.2, üst grupta ise yüzde 85.2 olarak ölçüldü. Ev kadınlarının yüzde 47.5’i İstanbul Sözleşmesi hakkında herhangi bir bilgisi olmadığını belirtirken, bu oran çalışan kadınlarda yüzde 16.2 oldu.

Erdoğan, Uygur Müslümanlarının trajedisini yeniden artırdı

 Demokrasileri Savunma Vakfı web sitesi, Pekin ve Ankara'daki iki otoriter rejim arasındaki büyük bağ nedeniyle Türkiye'deki Uygur mültecilerin içinde bulunduğu kötü durumu sundu.

Eski Türk parlamentosu üyesi ve Vakfın Türkiye programı direktörü Aykan Erdemir'in 2009 yılında yazdığı bir makaleye göre, dönemin Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Çin'de olup bitenleri anlatmanın başka bir yolu olmadığını söyledi. Washington'un verdiği tanımdan daha çok, ki olan soykırımdır… Kolektif, bunu başka bir şekilde açıklamanın bir anlamı olmadığını anlatıyor.

Ancak şimdi Washington'un Pekin'e yönelik açık eleştirisine artan sayıda ülke katılırken, Ankara sadece Çin hükümetine yönelik eleştirisini durdurarak değil, aynı zamanda ikili ortaklığını güçlendirerek de karışık bir duruş sergiliyor gibi görünüyor.

Bunun Çin'deki 12 milyon kardeşinin yanı sıra Türkiye'ye sığınan 50 bin Uygur için sorun yarattığını kaydetti.

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi geçen ay Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için Türkiye'yi ziyaret ettiğinde, Türk Dışişleri Bakanı iki ülkenin ilişkilerini stratejik ortaklık düzeyine yükseltmek istediklerini açıkladı.

Bunun, pek çok Müslüman çoğunluktaki diğer birçok ülkeyle yaptığı gibi, Çin'in Uygur meselesinde Türkiye'nin sessizliğini satın aldığı yönündeki Türk ve yabancı analistlerin suçlamalarının hemen ardından geldiğini belirtti.