Monday, May 31, 2021

Türkiye'deki Müslüman Kardeşler Hamas ile İsrail arasındaki ateşkesi reddediyor

 İsrail ve Hamas, çeşitli partilerin iddiasına göre ateşkesi kabul etti.



İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, "Kabine, tüm güvenlik yetkililerinin Mısır'ın koşulsuz ikili ateşkes girişimini kabul etme tavsiyesini oybirliğiyle onayladı." Dedi. Hamas ve İslami Cihat hareketlerindeki yetkililer ise sakinliği vurguladı.

On bir günlük askeri tırmanışın ardından, İsrail güvenlik kabini Hamas ve İslami Cihad Perşembe akşamı ateşkesi kabul etti.

İsrail ile Hamas arasındaki mahkum anlaşması birkaç hafta içinde halloldu

İsrail, Mısır istihbarat başkanına İran'ın Gazze'ye karıştığına dair kanıtlar sağladı.


Kaynaklar, İsrail ile Hamas arasındaki tutuklu anlaşmasının, Mısır'ın İsrail'e tahliye edilmesi önerilen mahkumların isimlerini kabul etmesi yönünde yaptığı baskının ortasında, Hamas ile İsrail arasındaki tutuklu anlaşmasının 1945'te yürürlüğe girmesi şartıyla, beklentilerin birkaç hafta içinde çözüleceğine işaret ettiğini söyledi.


Kaynaklar, Mısır'ın mahkumların anlaşmasını Gazze'nin yeniden yapılanma dosyasıyla ilişkilendirmek istemediğini ve dosyayı Filistin Yönetimi ve Birleşmiş Milletler'e bağlamada ısrar ettiğini ve Mısır'ın Gazze'nin yeniden inşası için bağımsız bir organ kurma konusunda çekinceleri olduğunu da sözlerine ekledi.

Türkiye'de ikamet eden Müslüman Kardeşler'in durumu şöyleydi:

Türkiye'deki Müslüman Kardeşler esir değişimi sürecini reddetti.


- Müslüman Kardeşler, İsrail ile Hamas arasındaki esir değişimi sürecine karşı Türklerin ateşkesi ve harekete geçme talebini reddetti.

Müslüman Kardeşler, Erdoğan'ın benimsediği yeni yöntemi ؛ onlara son karşı durum ve Filistinlileri terk ettiğini reddetti .



Sunday, May 30, 2021

Mafya lideri Erdoğan'a: Dürüst olsaydım Filistin'in kurtarılması için insansız hava araçları gönderirdim

 Türk mafya lideri Sedat Bekir, son olayların ardından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Filistin konusundaki tutumunu eleştirerek alaycı bir tavırla “Filistin'e gelince binicilik pozisyonu var!” Dedi.


Sadat Bakr, YouTube kanalında yayınladığı videoda şunları ekledi: “Azerbaycan'a drone gönderiyoruz, oradaki parayla birlikte Katar'a da gönderiyoruz ama konu Filistin olunca coşku ve atlı var!” "Ne zaman Filistin'e geliyor, bir cümle var: (Kardeşlerimizle birlikteyiz)! Kız kardeşlerimizle birlikteysek, neden onlara on dron göndermiyoruz? ".

Türk mafya lideri Sedat peker, Erdoğan'ın sadece sözden ibaret olduğuna inandığı tavrını eleştirerek, “Camiler önünde bağırmak mümkün değil, çünkü İsrail'e giden gemilerin ne taşıdığı belli ve İsrail'den gelen gemilerin ne taşıdığı da belli. "

Sedat Peker'den Suriye'ye giden silahlar iddiası!

 Organize suç örgütü lideri Sedat Peker yayınladığı sekizinci videosunda cihatçı el Nusra'ya "Sedat Peker yardım konvoyu" adı altında silah, araç ve mühimmat yollandığını iddia etti.


Gerçekgündem'de yer alan habere göre; Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, grubuna yönelik 9 Nisan'da 5 ilde düzenlenen "organize suç örgütü" operasyonu sonrası yayımlamaya başladığı videolarının 8'incisini paylaştı.

"Aklımı tatile çıkardım. Konuşacağım, anlatacağım" diyerek YouTube hesabı üzerinden yayımladığı videolarla AK Partili vekillerle ve iş insanlarıyla ilişkilerinden gazetecilerle ilişkilerine, uyuşturucu ticaretinden tecavüz ve cinayete kadar birçok önemli iddiayı dile getiren Peker,  8. videsunu "(8.BÖLÜM) Fırtınalarla Büyüyen Fidanlar Rüzgarlarla Yıkılmazlar" başlığıyla paylaştı.

Peker'in videosunda dile getirdiği iddialar şöyle:

"BEN YOLLAMADIM SETADÇILAR YOLLADI"


"MİT tırları yakalandıktan sonra kafamda şöyle bir şey oluşmuştu: Biz oraya hem toplumun duygularını yükseltmek hem de oradaki kardeşlerimize, Bayırbucak Türkmenlerine ve diğerlerine yardımcı olmak için İHA, kıyafetler, -ama sayıca çok fazla, oradaki tüm savaşçılara yetecek kadar- telsizler, çelik yelekler, onlar bunlar, tırlarca… Bu projeji düşündük. O milletvekili arkadaşımızla da konuştuk. O da düşünceyi aldı, iletmesi gereken yerlere iletti. Sonra dediler 'Biz ek tırlar verelim, sizin tırlarla beraber (gitsinler)'. Bizin tırlar 'Sedat Peker yardım konvoyu' diye gidiyor. Basına da resimler veriyoruz. Tüm ekipmanları yolluyoruz. Ama benim adıma giden diğer araçlar var. Onlar da başka yerdeki Türkmenlere gidiyor diye biliyoruz. Araçların içinde ne olduğunu bilmiyoruz, bilmiyoruz dediysem silah var, saf çocuk değiliz. Bu da normal, olması gereken şey. Ama bu MİT tarafından, askeriye tarafından organize edilmiyor. SADAT tarafından organize ediliyor, SADAT'ın içindeki bir ekip tarafından. Bunların hepsini ben kendi paramla alıyorum ama onlar hariç, onların benimle hiçbir ilgisi yok ama benim adıma gidiyor. İşlem yapılmıyor, kayıt yapılmıyor, direkt geçiş yapılıyor. Sonra ben yüklü miktarda Mitsubishi araçlar yollamaya başlayınca dediler 'Bize de biraz verir misin, orada savaşçılar…', dedim tamam, verelim. Türkmenler her yerden videolarla teşekkür ediyorlar aracı aldık diye, bir iki tanesi arapça konuşuyorlar. Sonra bizim Türkmen arkadaşlar 'Bunlar el Nusracı' dedi. Bizim diğer arkadaşlar da 'Bu gidenler el Nusra'ya gidiyor' diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT'çılar yolladı."



Saturday, May 29, 2021

Türkiye-İsrail ilişkileri hayali bir düşmanlık

 

Türk-İsrail ilişkilerinin bazı dönemlerde, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere insani yardım götüren Özgürlük Filosuna düzenlediği ve bir dizi Türk yolcunun ölümüne neden olan saldırısından sonra, gözle görülür soğukluğa rağmen, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu bu ilişkileri "mükemmel ve mükemmel" olarak tanımlıyor.


Ankara, İsrail varlığına düşman olduğu için, Tel Aviv ile özellikle İslam kamuoyunu aldatmak için zaman zaman hayali bir düşmanlık kışkırtır, ancak gerçekte bu oluşumla ilişkilerini tam bir gizlilik içinde ve medya.


Bazı gözlemciler, Hamas Siyasi Büro Başkanı Halid Meşal'in Ankara'ya yaptığı son ziyaretin medya "şokunun" sınırlarının ötesine geçmediğini, çünkü Türkiye yalnızca İsrail varlığının Türkiye'ye karşı işlediği suçları öne sürmek istediğini görüyor. İşgal altındaki topraklardaki Filistinliler artık görmezden gelinemez.


Türk-İsrail işbirliğinin aynı zamanda Gazze Şeridi'nde bir havalimanının kurulmasını ve Türk ve İsrail güvenliğinin gözetiminde Kuzey Kıbrıs limanlarına ticari geziler yapmak üzere Şeridin deniz geçişlerinin açılmasını da içerdiği unutulmamalıdır. Hamas'ın Şeridin sınır bölgelerinde tünel kazmayı durdurma ve işgal altındaki topraklardaki İsrail hedeflerine roket atılmasını önleme ve işgal teşkilatıyla en az sekiz yıllık bir süre için ateşkes yapılmasını önleme anlaşması karşılığında hizmetler "Yediot Aharonot" gazetesinin haberine göre, bu anlaşmanın Meşal'in Türkiye ziyareti sırasında gerçekleştiğini belirtti.


Medya pazarlaması bağlamında da Türk cumhurbaşkanı, Filistinli mevkidaşı Mahmud Abbas'la yaptığı telefon görüşmesinde, İsrail işgal güçlerinin El Aksa Camii'ne yönelik defalarca saldırılarını kınadığını, herkesin Ankara'yı bildiği bir dönemde ifade etti Yaklaşık üç ay önce, El Aksa Camii'ni yıkıp yerine sözde tapınağı inşa etmek için en hevesli kişilerden biri olarak kabul edilen aşırılık yanlısı Yahudi Haham Yehuda Glick'i ağırladı.


 Yukarıdakilerden, Türkiye ile İsrail varlığı arasındaki ekonomik, askeri ve güvenlik işbirliğinin aslında genel olarak bölgesel güvenliğe stratejik bir tehdit oluşturduğu ve Orta Doğu'daki Siyonist ve Amerikan projesine cesaretle hitap eden direniş eksenini oluşturduğu sonucuna varıyoruz. Doğu, bölgeyi bölmeyi, zenginliğini yağmalamayı ve halkının yeteneklerine hükmetmeyi ve özellikle kaderini belirlemeyi hedefliyordu.

Katar, Gazze'nin yeniden inşası için yarım milyar dolar yardım yapacağını duyurdu ve Türkiye desteği kınadı

 Askeri desteği kınamak ve Türk hükümetine Katar'ı ve kararlarını desteklemeyi bırakması çağrısında bulunmak


Hamas'ın askeri kanadı El-Kassam Tugayları'nın web sitesi, El-Kassam'ın Hamas'ın askeri desteği için Katar Emirine teşekkür eden bir açıklama yayınlamasının ardından teknik bir arıza nedeniyle durdu.


  Katar'dan Hamas'a askeri destek .  Siteye gitmek istediler ve çalışmadığını buldular ..

 Türk hükümetinin, terörizme resmi destek anlamında Katar'ın yaptığı şeyin içine çekilmemesini talep edin


Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdülrahman El Sani dün akşam yaptığı açıklamada, ülkesinin son olaylardan sonra "Gazze Şeridi'nin yeniden inşası" nı desteklemek için 500 milyon dolarlık bir miktar sağlama kararı aldığını açıkladı. aslında yeni askeri destekle ilgili.


  El-Tani, El-Cezire tarafından yapılan basın açıklamasında, "Katar Devleti Emiri başkanlığında Gazze'nin yeniden inşası için 500 milyon dolar sağlayacağız" dedi, " Arap Barış Girişimi ve yasal referanslara uygun olarak bağımsız devletlerini kurmak için adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmak için Filistin. İlgili uluslararası. "

Thursday, May 27, 2021

Çifte Türk söylemi devam ediyor... Hamas'a destek, İsrail'e silah

 

Fransız "Le Point" dergisi, İsrail'e silah taşıyan "Asiatic Island" gemisinin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidardaki "Adalet ve Kalkınma Partisi" ne yakın nevzat kalkavan başkanlığındaki "TurkonHolding" şirketine ait olduğunu bildirdi. .


150 metre uzunluğundaki konteyner gemisi, 12 Mayıs (Mayıs) Foss-sur-Mer'de yola çıkıp ertesi gün İtalya'nın Cenova limanına yanaşmasının ardından geçen hafta Akdeniz sularında seyrediyordu. 14 Mayıs'ta liman işçilerinin konteynerleri gemiye yüklemeyi reddettiği Livorno'ya vardı.


İtalyan İşçi Sendikası, geminin İsrail'e silah, mühimmat ve patlayıcı ürünler taşıdığını, bağımsız Cenova Liman İşçileri Grubu ve Silah Kontrol Derneği'nin raporunda İsrail'in Ashdod limanına silah ve patlayıcı yüklü konteynerleri ortaya çıkardığını belirtti. Başka bir rapor düzinelerce zırhlı askeri aracın fırlatılmaya hazır olduğunu gösterdi.


Sendika üyesi Massimo Maza, grubun, özellikle çocuklar da dahil olmak üzere yüzlerce kurban öldürüldükten sonra Filistin halkının katliamına suç ortağı olmayı reddettiğini doğrulayarak, skandaldan kaçınmak için geminin limandan daha hızlı ayrıldığını ve Napoli'ye doğru yol aldığını sözlerine ekledi .


Gemi, 2015 yılından bu yana, Norfolk merkezli İsrailli nakliye hizmeti şirketi ZIM adına bu hizmetleri düzenli olarak İsrail'e sağlıyor.

El Kaide ajanı, kendisini yasal sıkıntılardan kurtaramayan Türkiye'de altın ticareti kurdu.

 

Nordic Monitor soruşturmasına göre, geçmişte şüpheli terörist faaliyetler nedeniyle gözetim altında olan bir El Kaide ajanı İstanbul'da bir mücevher ve çelik işi kurdu.


24 Ocak 2020 tarihinde dosyalanan ticaret sicil verilerine göre Kırşehir ilinden 35 yaşındaki Türk vatandaşı Bekir Eroğlu, Feda Çelik ve Kuyumculuk Ticaret Limited Şirketi adı altında kıymetli metaller ve değerli taşlara odaklanan bir şirket kurdu. ve çelik ürünler. Eroğlu 100.000 TL'lik (16.800 $) sermaye yatırımı ile şirketin yarısına sahipken, geri kalanı ortağı Tarkan Dalkılıç'a ait.


Şirket, altından gümüşe, pırlanta ve diğer kıymetli taşlara kadar her türlü kıymetli maden ve mücevheri satmaya, ithal ve ihraç etmeye yetkilidir. Dosyadaki açıklamaya göre demir çelik ürünleri de firma faaliyetleri kategorisine eklendi.


 


Bekir Eroğlu ve ortağı tarafından mücevher ve değerli metaller ile çelik ürünler için ticaret sicil kaydı:



Wednesday, May 26, 2021

Ekrem İmamoğlu'nun konvoyuna saldırı!

 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konvoyuna saldırı yapıldı. İmamoğlu’nun bulunduğu araç sokaktan uzaklaştı.


Eyüpsultan’da bir grup kentsel dönüşüm projesi temel atma törenine katılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun konvoyundaki araçlara saldırdı.


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Yeşilpınar Dönüşüm Projesi’nin temel atma törenine katıldı. İmamoğlu, törenin ardından alandan ayrılırken bir grup konvoya saldırdı.


Proje alanı içinde kalan parkın yıkılmasını istemediklerini belirten grup, İmamoğlu’nun makam aracını durdurmak istedi.


Polisin uzaklaştırmak istediği grup önce İmamoğlu’nun koruma aracına ardından da makam aracına vurdu.


Polis grubu uzaklaştırarak yolu açtı. Ekrem İmamoğlu’nun içinde bulunduğu minibüs ve koruma araçları sokaktan uzaklaştı.

Bloomberg: Erdoğan'a destek tüm zamanların en düşük seviyesinde

 Amerikan haber kuruluşu Bloomberg, Türkiye'de son yapılan anketlerin sonuçlarını değerlendirdi. Haberde, "Erdoğan’ın anketlerdeki oranları tüm zamanların en düşük seviyesinde" başlığı kullanıldı.


- Amerikan medya kuruluşu Bloomberg, Türkiye'de son yapılan anketlerde AK Parti'ye verilen desteğin 'tüm zamanların en düşük seviyesine indiğini' yazdı. Haberde, "Ekonomik sıkıntılar büyürken, Erdoğan’ın anketlerdeki oranları tüm zamanların en düşük seviyesinde" başlığı kullanıldı.

"Anketçilere göre, Türkiye hükümetin ekonomi yönetimi nedeniyle yaşanan düş kırıklığının ortasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi AKP’ye desteğin geçtiğimiz ay tüm zamanların en düşük seviyesine indiğini söylüyor" denilen haberde şu yorum yapıldı: "Erdoğan'ın destekçilerinin büyük bir kısmı partisinden vazgeçti ama muhalefet partileri de şu ana dek, muhtemelen Türkiye'nin geleceğini belirleyecek olan bu seçmenlere bir yuva sunmakta başarısız oldu." 

Tuesday, May 25, 2021

Af Örgütü, Soylu'nun işkence ve kötü muamele ile ilgili sözlerine raporlarla yanıt verdi

 İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Af Örgütü'nün Türkiye'ye ilişkin işkence tespiti yok; sadece kötü muameleye ilişkin raporları var, o da uyuşturucu örgütlerine karşı" dedi. Af Örgütü, raporları paylaşarak yanıt verdi.


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya Habertürk'te katıldığı canlı yayında Türkiye'deki hak ihlalleri ile gözaltı ve tutuklamalardaki kötü muameleye ilişkin bir soru soruldu.

Kendisinin Uluslararası Af Örgütü'nün muhatabı olduğunu ve sık sık karşı karşıya geldiklerini hatırlatan Soylu, "Her seferinde onlar Türkiye'de gideceği yerleri söylerler. Göndeririz, her yeri ziyaret ederler. 4,5 yıldır işkence ile ilgili en ufak bir şey önümüze koymadılar. Sistematik işkence ile ilgili önümüze bir şey koymadılar" dedi ve Af Örgütü'nün bu konulara siyasal gözlükle baktığını savundu.

Af Örgütü'nün Türkiye hakkında işkence tespiti yapmadığını ancak sadece kötü muamele ile ilgili tespitlerinin olduğunu söyledi.

Söz konusu kötü muamelelerin de uyuşturucu örgütlerine karşı olduğunu dile getiren Soylu, "Ben 'bacaklarını kırın' dedim ya, benden kaynaklanıyor" diye konuştu.

AF ÖRGÜTÜ'NDEN YANIT

Uluslararası Af Örgütü Türkiye ise Süleyman Soylu'ya Twitter'dan Türkiye'de son yıllardaki işkence ve kötü muamele iddialarına dair acil eylem, rapor ve çağrıları paylaşarak cevap verdi.



Monday, May 24, 2021

Bir Amerikan dergisi, Türk hava kuvvetlerinin çöküşünün sırrını açıklıyor

 ABD'nin ünlü savunma dergisi "The National Interest", Türkiye'nin ordunun sahip olduğu F-16 savaş uçaklarına komuta edecek nitelikli askeri personel eksikliğinin altını çizdi.


"Ulusal Çıkar", 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından Türkiye’de Hava Kuvvetlerinin tanık olduğu temizlik operasyonlarına ve sonrasında ortaya çıkan olumsuzluklara dikkat çekti.

Michael Beck'in yazdığı ve iki ayda bir yayınlanan yazıda, Türkiye'de 15 Temmuz tasfiyelerinden sonra Hava Kuvvetlerinin büyük zaafları detaylı bir şekilde anlatılıyor.

Makalede, Türk hükümetinin hava kuvvetlerini o kadar fena tasfiye ettiği belirtiliyor ki, neredeyse tüm F-16'ları kullanamıyorlar.

Beck, Türk hükümetinin boşluğu doldurmak için yurtdışına baktığını açıkladı.

Dergi, Washington'un Türk pilotlarının ABD'de temel uçuş eğitimi almasına izin vermesine rağmen, ABD'nin Türkiye'ye havacılık eğitmeni gönderme talebini reddetmesi nedeniyle Türkiye'nin bir sorunla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

Venezuela'da peynir kaplarının içinde uyuşturucu yakalanmıştı

Türkiye'nin 2020'de Venezuela'dan beyaz peynir ithal edebileceğini açıklamasının ardından Venezuela’da Ekim 2020'de peynire gizlenmiş kokain yakalandığı haberi yeniden gündeme geldi.


Sedat Peker'in yayınladığı yedinci videoda kokain ticaretinde yeni adresin Venezuela üzerinden olduğunu iddia etmesi üzerine, sosyal medyada Mayıs 2020’de çıkan Venezuela’dan peynir başta olmak üzere pek çok ürünün ithalatına dair karar yeniden gündeme geldi.


Türkiye'nin Venezuela'dan sıfır vergiyle beyaz peynir ithal edebilmesini sağlayan karar hatırlatılırken, gazeteci Nevşin Mengü, Venezuela'da yayın yapan Ultimas Noticias adlı internet sitesindeki habere dikkat çekti. Bu habere göre 2020'nin ekim ayında beyaz peynirin içine yerleştirilmiş 108 paket kokain ele geçirildi. Habere göre yakalanan uyuşturucu en az 119 kilogram.


NE OLMUŞTU?


Türkiye, Venezuela’dan içinde peynirin de olduğu binlerce ton tarım ve gıda ürünü ithal etmek için karar çıkarmıştı. Venezuela'dan sıfır gümrükle ithal edilebilecek ürünler arasında Türkiye'de de üretilen taze peynir, pirinç, yulaf, ayçiçeği tohumu dahil çok sayıda ürün olması dikkat çekmişti. Türkiye’de üretilen ürünlerin ithal edilmesi eleştiri konusu olmuştu.

SEDAT PEKER NE DEMİŞTİ?

Sedat Peker, 7. videoda şunları söylemişti: “Bu kokainle ilgili hikayenin gerçeğini anlatayım. Önceden Kolombiya üzerinden geliyordu, en son 4 ton 900 kilo geçen sene 9 Haziran’da yakalandı. Daha sonra yeni bir güzergah çalışması, çünkü Amerika uyuşturucuyla mücadelede çok baskın karakter devamlı üstlerinde, orada sistemi devam ettiremeyeceklerini anlayınca 800 km Venezuela ile sınırları var. Venezuela üzerinden yeni adres. Bu mal yakalandıktan sonra yeni bir güzergah kurmak için Venezuela’ya kim gitti? Eski Başbakanımız Binali Yıldırım’ın oğlu Erkan Yıldırım Bey. Bu senenin başında Ocak ayında gitti 4 gün kaldı, Şubat ayında gitti 4 gün kaldı. Karakas Limanı var Venezuela’nın en büyük limanı."


Sunday, May 23, 2021

Türk rejiminin İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırısına yanlışlığını ortaya koyuduğu gerçekler

 Çelişki, her zaman sahte popülerlik arayışında olan Osmanlı Ağa karakteri "Recep Tayyip Erdoğan" ın başlığıdır.


Gerçekler, veriler, kanıtlar, kanıtlar ve rakamlar yaptığı açıklamaların ve konuşmalarının doğruluğunu yalanlıyor. Gece gündüz demokrasi ve insan hakları hakkında konuşuyor ve yönetimi altında Türkiye dünyanın en büyük hapishanesi haline geldi ve Türk cumhurbaşkanının çelişkileri Filistin meselesi tüm sınırları aştı, bu yüzden Filistin halkıyla dayanışmasını onaylamadan bir fırsatı kaçırmaz, Ama gerçek her zaman yalan ve ikiyüzlülük gösterir, bu nedenle Filistin meselesi ve mübarek El Aksa Camii'nin kurtuluşu Zaman zaman Müslümanların duygularını gıdıklamak için kullandığı temel araçlar, Filistin hakkında konuşurken, dediği gibi Filistin devletinin kuruluşunu ve meselesini değil, öncelikle kendi gündemini düşünüyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Siyonist oluşumla düşmanlık durumuna ilişkin yenilenen oyunu ve Filistin halkının çıkarlarını savunma iddiası dünya nezdinde gündem maddesi haline geldi, ticaret içi ve stratejik ilişkilerin artması meselesini gözler önüne serdi, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun geçtiğimiz günlerde, Türkiye ile İsrail arasında başlayan ilişkilerin köklü olarak nitelendirdiği. 1949 yılı, Al-Othmani liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 2002 yılında Türkiye'de iktidara gelmesiyle birlikte onlarca kez ikiye katlandı. Al-Ağa'nın medyayı, Filistin davasını ve Filistinlileri diğerlerinden daha fazla desteklediğine dair sahte bir fikir yaratmak için teşvik etmek için harcadığı tüm para, ancak Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) tarafından yayınlanan raporlar Tüm maskeler düşürüldü ve Bağış yapan ülkeler arasında Filistinlilere Türkiye'nin adı geçmediği için Filistinlilerin kaçakçıları ve davaları ifşa edildi.

Davutoğlu: Erdoğan inandığımız temel değerleri yok etti

 Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ilgili, "Cumhurbaşkanı milletten koptu. Cumhurbaşkanı bizim inandığımız temel değerleri yerle bir etti. Dolayısıyla burada bir sadakat eksikliği varsa bir ihanet söz konusuysa tamamıyla bu Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizim değerlerimize ihanetidir" diye konuştu.


Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Karar TV'de gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İYİ Parti lideri Meral Akşener'e yönelik İkizdere'de yaşanan provokasyonu değerlendiren Davutoğlu "Gerçekten hepimizin ciddi şekilde üzerinde durması gereken saldırıydı. Sayın Selim Temurci'den de bilgi aldım. Doğal tepkiyi anlarsınız. Ama Sayın Akşener'e yapılan saldırıya baktığımızda hiç de doğal görüntü vermiyor. Bu bir hak tepkisi değil. Ben kendisiyle de konuştum. Dışarıdan yönlendirilmiş bir grubun yaptığı faaliyetler" ifadelerini kullandı.

"MUHAFAZAKARLARIN ARINMAYA İHTİYACI VAR"

Davutoğlu, açıklamasında şunları kaydetti: Benim dediğim vatandır, benim dediğim dindir' dediğiniz zaman Sedat Peker de kendisini bir rol biçiyor. Herkes vatanı savunmak için kendisine rol biçiyor. Bugün milliyetçi-muhafazakar kesimin çok ciddi bir arınmaya ihtiyacı var. Özgürlükçü bir din anlayışı ile bütün o yıpranmış değerleri inşa etmemiz lazım. Bu sadece siyasi bir sorun değil, bu bilimsel, entelektüel ve bir aydın sorunudur ayrıca. Vatan ve din kavramlarını kendisi etrafında yorumlayanlar en çok da vatan ve din kavramlarına zarar veriyorlar. Bizim burada özgürlükçü bir çizgiyi tutturmamız lazım.

Saturday, May 22, 2021

Türkiye ve İsrail ... Kamuoyunda düşmanca sloganlar perde arkasında sağlam ilişkiler

 Türk parlamentosunda muhalif bir milletvekili, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiminde Türkiye ile İsrail arasındaki ticaretin% 250 oranında arttığını doğruladı.


Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip, Gazze ve Batı Şeria bölgelerine yönelik saldırganlık ve Filistin halkına yönelik ihlallerin arka planına karşı ateşli açıklamalarda ve yankılanan sloganlarda her seferinde, ancak İsrail ile ilişkileri etkilenmiyor ve aralarındaki ticaret hacmi İki ülke değişmiyor ki bu da Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) rejiminin iddialarının yalan olduğunu ve partinin çökmekte olan popülaritesini kurtarmak için Filistin'in kullanılmasını doğruluyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020 yılında Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret hacmi 6.2 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. İki ülke arasında bir yandan ticaret hacmi, bir yandan da karşılıklı doğrudan yatırımlar artıyor. Türkiye-İsrail ticari ilişkilerindeki durum, Sputnik'in hazırladığı infografikte.

2020 yılında Türkiye, İsrail'e 4,7 milyar dolarlık ihracat yaptı. Bu rakamla İsrail, Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında 9. sırada yer aldı. 2021'in ilk dört ayında ise Türkiye'nin İsrail'e ihracatı, 1,9 milyar dolara yükseldi ve İsrail bu dönemde Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı 8. ülke oldu.




Thursday, May 20, 2021

Saadet Partisi'nden AK Parti'ye çağrı: Küreciği kapat İsrail'i kör et

 Saadet Partisi Gençlik Kolları, işgalci rejim İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamlarına karşı AK Parti hükümetini göreve çağırdı. Küreciği kapat İsrail'i kör et kampanyası sosyal medyada ilgi gördü.

Filistin topraklarına yönelik işgalci İsrail'in terör saldırıları sürerken siyonist rejim İsrail'e karşı Saadet Partisi Gençlik Kollarından kritik bir öneri geldi. Saadet Partisi Gençlik Kolları, Malatya'daki 'Kürecik Radar Üssü'nün kapatılmasını istedi. 

'KÜRECİK RADAR ÜSSÜ'NÜ KAPATIN ÇAĞRISI


Sosyal medyada 'Küreciği Kapat' kampanyası başlatan Saadet Partisi Gençlik Kolları, "Topraklarımızda katil üsleri istemiyoruz" diyerek, AK Parti iktidarını işgalci rejime karşı göreve çağırdı. 

Yoğun ilgi gösterilen imza kampanyası kısa sürede sosyal medyada #KüreciğiKapat etiketiyle gündem oldu.


Ermenistan AİHM'de Türkiye aleyhine dava açtı

 Ermenistan, Dağlık Karabağ'daki çatışmalarda Azerbaycan'ı desteklediği gerekçesiyle Türkiye aleyhinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) dava başvurusunda bulundu.


Ermenistan, Dağlık Karabağ'daki savaşta oynadığı rolden ötürü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye aleyhine dava başvurusunda bulundu. Strasbourg'daki mahkeme yaptığı açıklamada "devletler arası dava" başvurusunun 9 Mayıs tarihinde kendilerine ulaştığını duyurdu.


Davanın 27 Eylül-9 Kasım 2020 tarihleri arasında Dağlık Karabağ'da yaşanan çatışmalar sırasında Türkiye'nin oynadığı rolle ilgili olduğu belirtildi. Ermenistan Türkiye'yi çatışmalar sırasında Azerbaycan silahlı güçlerini desteklemekle suçluyor.

Başvuru incelenecek

AİHM başvurunun incelemeye alındığı ve mahkemenin ilk iş olarak başvurunun kabul edilebilir olup olmadığının incelendiğini açıkladı. Davanın kabul edilmesi halinde Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal edip etmediği hususunda yargılanacak.

Ermenistan ve Azerbaycan daha önce birbirleri hakkında da AİHM'e insan hakkı ihlali suçlamasıyla dava başvurusunda bulunmuştu.

Dağlık Karabağ'da geçen yıl meydana gelen savaşta Azerbaycan ordusu 1990'lı yılların başında kaybettiği topraklarını geri almayı başardı. Çatışmalarda 6 binden fazla insan hayatını kaybederken Rusya'nın arabuluculuğuyla iki ülke arasında 9 Kasım tarihinde ateşkes anlaşması imzalandı ve anlaşma bir gün sonra yürürlüğe girdi. Bölgede çatışmaların yeniden başlaması endişesi ise sürüyor. Kısa süre önce Ermenistan Azerbaycan'a sınır ihlali suçlamasında bulundu, Bakü ise bu iddiayı yalanladı.

47 üyesi olan Avrupa Konseyi'ne bağlı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde üye ülkeler de birbirleri aleyhine dava açabiliyor.

Wednesday, May 19, 2021

Sedat Peker’in ifşasından birkaç saat önce Hadi Özışık: İspatla, yakanı bırakmayacağım

 Hadi Özışık’ın, Sedat Peker’le aralarında geçen skandal telefon görüşmesinin ifşa olmasından birkaç saat önce yaptığı kayıt da sosyal medyanın gündemine geldi. CHP’li Özgür Özel’in, Soylu ile aracılık yaptığına dair iddiasına tepki gösteren Hadi Özışık, “Bunu ispatlamak zorundasın. Ben senin yakanı bırakmayacağım” demiş.


İnternet Haber sitesinin sahibi Hadi Özışık’ın, Sedat Peker’in aralarındaki konuşmayı ifşa etmesinden birkaç saat önce yaptığı yayında, gündemdeki ‘aracılık’ suçlamasına sert ifadelerle yanıt verdiği ortaya çıktı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in, Peker ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında aracılık yaptığını ifade etmesi ardından Özışık, kendi Youtube kanalında yayınladığı videoda Özel’e sert ifadelerle yüklenmiş.

Cüneyt Özdemir’e yaptığı açıklamadaki “Ben böyle bir yapmışsam alçağım, namussuzum” ifadelerine benzer sözler sarf eden Özışık, Özel’e “Bunu ispatlamak zorundasın. Ben senin yakanı bırakmayacağım” ifadelerini kullanmış.

ABD’den IŞİD’e maddi destek veren bazı kişi ve şirketlere yaptırım kararı: Listede Hatay ve Sakarya’dan isimler var

 ABD Hazine Bakanlığı, IŞİD’e mali destek veren Türkiye’deki bazı kişi ve şirketlere yaptırım kararı aldı.


Listede, daha önce El-Kaide ve IŞİD’de emirlik yaptığı belirtilen, Türkiye’de ise Sakarya Adapazarı’nda ikamet etmiş olan İdris el-Fay ile kardeşi İbrahim el-Fay ve bunların Sakarya’da kurduğu “El-Fay” adlı şirket var. Yaptırım kararı alınan bir diğer isim ise Hatay Reyhanlı’da ikamet eden Suriye vatandaşı Alaa Khanfurah.

ABD Hazine Bakanlığı,  yayımladığı açıklamada, IŞİD’e mali destek veren Suriye ve Türkiye’deki bazı kişi ve şirketlere yaptırım kararı alındığını duyurdu.


Açıklamada, Hatay Reyhanlı’da ikamet eden Suriye vatandaşı Alaa Khanfurah’ın 2019 ve 2020 boyunca, Suriye genelindeki IŞİD üyelerine para aktardığı belirtildi.

Listede ayrıca, daha önce El-Kaide ve IŞİD’de emirlik yaptığı belirtilen, Türkiye’de ise Sakarya Adapazarı’nda ikamet etmiş olan İdris el-Fay ile kardeşi İbrahim el-Fay ve bunların Sakarya’da kurduğu “El-Fay” adlı şirket var.

Irak’ta tutuklu olduğu vurgulanan İdris el-Fay’ın, IŞİD adına küresel para dağıtımını kolaylaştırmak için Türkiye merkezli “El-Fay” adlı şirketi kullandığı kaydedildi. İdris el-Fay’ın yokluğunda kardeşi İbrahim el-Fay’ın işleri yürüttüğü, El-Fay kardeşlerin bu şirketi aynı zamanda, bağışçılarla Hol kampındakiler arasında bir aracı kurum olarak kullandığı belirtiliyor.

Tuesday, May 18, 2021

Saray, 4 ayda 780 milyon lira harcadı

 Cumhurbaşkanlığı tarafından yılın ilk dört ayında örtülü ödenekten 780 milyon TL harcadı.


Kapalı istihbarat ve savunma hizmetleri, devletin millî güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü hizmetlerle” ilgili kullanılan ödenekten ocakta 267 milyon TL, şubatta 89 milyon TL, martta 371 milyon TL ve nisanda 52 milyon TL harcandı.


Cumhurbaşkanlığı, dört ayda örtülü ödenek kaleminden 781 milyon TL kullandı.

iktidar, bu ay müteahhitlere yaklaşık 6,5 milyar TL ödedi. Dört ayda farklı harcama kalemleri üzerinden müteahhitler için ödenen tutar, 14 milyar 750 milyon TL oldu.

Araç kiralarına 139 milyon TL

Ocakta 46 milyon TL, şubatta 147 milyon TL ve martta 167 milyon TL’yi kira giderleri için harcayan iktidar, Nisanda ise 224 milyon 827 bin TL’lik kira harcaması yaptı. Yılın ilk dört ayındaki kira gideri, 586 milyon TL’ye ulaştı. Kira kaleminden en çok harcama, hizmet binaları ve araç kiraları için gerçekleştirildi. Dört ayda kiralık araçlara 139 milyon TL, hizmet binalarına ise 162 milyon TL ödendi.

Monday, May 17, 2021

Erdoğan, hedeflerine ulaşmak için Filistin-İsrail çatışmasından yararlanıyor

 Rus senatör Aleksey Puşkov, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin 'Büyük Ortadoğu'daki jeopolitik rolünü en üst düzeye çekme' doktrinine uygun olarak Filistin-İsrail sorununda bir değil birkaç hedefe ulaşmaya çalıştığını söyledi.


Erdoğan'ın uluslararası toplumun İsrail'e Filistin'e yönelik saldırıları nedeniyle ders vermesi gerektiği yönündeki sözlerini değerlendiren Puşkov, Cumhurbaşkanı'nın Filistin-İsrail sorunuyla ilgili birkaç hedefi bulunduğunu kaydetti.

Telegram hesabından yaptığı açıklamada bu hedeflerden söz eden Puşkov, şu  ifadeleri kullandı:

"Birincisi, Türkiye'nin Filistinlilerin esas koruyucusu ve İsrail'le siyasi ihtilaftan korkmayan ülke olarak kabul görmesi. Bu, Erdoğan'ın İslam dünyasındaki otoritesini artıracak"

Erdoğan'ın ikinci hedefinin Filistin-İsrail sorununun çözüm sürecinde Türkiye'nin ağırlığını artırmak olduğunu belirten Puşkov, bunun Ankara'nın Ortadoğu ve BM'deki diplomatik eylemlerini artıracağının ifade etti.

Erdoğan'ın üçüncü hedefinin ise, halihazırda Türkiye'ye önemli sonuçlar getiren Azerbaycan'a askeri destek politikasını İsrail'le çatışan Filistinlilere destek politikası şeklinde devam ettirmek olduğunu söyleyen Rus senatör, "Muhtemelen bunun sonucunda Türkiye'nin askeri-siyasi ve diplomatik aktivizm yoluna kararlılıkla girdiği ve Libya'dan Kafkaslar'a, uzun vadede Orta Asya'ya kadar uzanan bir coğrafyada gerekli bir siyaset ve diplomasi faktörü haline geldiği görülecek" diye vurguladı.

Türkiye’nin cadı avı Beyaz Rusya’da gerçekleştirildi

Nordic Monitor tarafından alınan adli belgeler, Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yurtdışında eleştirenlerin peşine düşen amansız kampanyasının Beyaz Rusya’da Türk diplomatlar tarafından gerçekleştirildiğini ortaya koydu.



Belarus'ta sürgünde yaşamaya zorlanan eğitimcilerin, işadamlarının ve Türk vatandaşlarının bir Türk savcısının uydurma suçlamalara dayanan bir terör soruşturmasına dahil edildiğini gösteriyor.


Savcı Birol Tufan'ın 11 Aralık 2018 tarihli kararına göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Belarus'taki Türk diplomatların gönderdiği casusluk dosyalarında listelenen dokuz Türk vatandaşı hakkında ayrı bir soruşturma (dosya no. 2018/43629) başlattı. Suistimalin somut bir kanıtı olmadan. Adli belgeler, Türk vatandaşlarının Tufan tarafından "terör örgütü üyeliği" ile suçlandığını doğruladı.


 11 Aralık 2018 tarihli adli belgeler, Türk diplomatların Belarus'taki casusluk faaliyetlerinin Türkiye'de cezai soruşturmaları nasıl tetiklediğini ortaya koydu. (Türk vatandaşlarının isimleri ve adresleri güvenlik gerekçesiyle düzenlenmiştir.) :



Sunday, May 16, 2021

Türk istihbaratı, casusluk teşkilatını denetleyen müfettişleri hapse attı

 

Türk istihbarat teşkilatı MİT, casus teşkilatının harcamalarını Türk Parlamentosu adına denetleyen ve vergi mükelleflerinin paralarının harcanmasında usulsüzlük ve ihlaller tespit eden iki hükümet müfettişini hapsetmek için bir plan düzenledi.


Görünüşe göre MİT tarafından hazırlanan komplo 27 Temmuz 2016'da saat 20: 28'de polis terörle mücadele bürosunun gece vardiya masasına isimsiz bir arama yapıldığında harekete geçti. Ankesörlü telefonda konuşan bir adam, kritik bilgilerin bir zarfa saklandığını ve Türkiye'nin başkentinde Emniyet Genel Müdürlüğü (Emniyet) binası yakınındaki bir otobüs durağının arkasındaki çöp kutusuna bırakıldığını söyledi. Polisin zarfı almak için acele etmesi gerektiğini ekledi.


Polis, çöp kutusunu aradığında, zaten bir hükümet baskısının hedefi olan bir hükümet eleştirmeni olan Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilen 228 kişinin adlarının yer aldığı 17 sayfalık sarı bir zarf buldular. İsimler Türkiye'nin dört bir yanından geliyordu ve özel telefon numaraları, kişisel kimlik numaraları ve diğer bilgileri içeriyordu, bu da listenin gerçekte MIT'den olduğunu, çünkü tek başına bu tür bilgileri derleyecek kaynaklara sahip olduğunu gösteriyordu.


 


Görünüşe göre MIT tarafından hazırlanmış bir profil listesinin bulunmasına yol açan isimsiz telefon görüşmesinin polis kaydı:







Le Figaro: Türk kadınları Erdoğan'a karşı "ömür boyu savaş" veriyor

Türk rejimi, kendilerine yönelik artan şiddet karşısında tabuları yıkmaya ve seslerini yükseltmeye istekli yeni nesil kadınların artan öfkesiyle karşı karşıya.


Türkiye, 12 Mart 2012’de sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştu. Sözleşme Türkiye’de 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. 20 Mart 2021 gecesi ise Cumhurbaşkanlığı kararıyla Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğini duyurdu.

Türkiye Sözleşme’nin neden ilk imzacısı olmuştu, Sözleşme’nin yükümlülükleri neydi, Türkiye bu yükümlülükleri ne kadar yerine getirdi? Bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararıyla geri çekilme ne anlama gelir? Kadınlar neden “vazgeçmeyeceğiz” diyor? Hatırlayalım.

NAHİDE OPUZ DAVASI VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE GİDEN SÜREÇ

Nahide Opuz, 1995’te evlendiği Hüseyin Opuz tarafından yıllarca şiddete uğradı, annesiyle birlikte öldürme teşebbüslerine maruz kaldı. Darp ve ağır yaralama ve cinayete teşebbüsten hakkında dava açılan fail iki kez gözaltına alındı, “delil yetersizliği” nedeniyle tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. İki kadının saldırılarla ilgili şikayetlerini geri çekmek zorunda kalmaları üzerine, şikayete bağlı suçlardan olduğu gerekçesiyle davalar düştü. 11 Mart 2002'de kızını yanına alarak İzmir’e yerleşmeye karar veren annesi, yolda taşıma aracının önünü kesen fail tarafından öldürüldü. Fail hakkında 13 Mart 2002 tarihinde kamu davası açıldı. Opuz’un açtığı boşanma davası annesinin öldürülmesinden sonra sonuçlandı. Nahide Opuz, 36 kez şikâyet etmesine rağmen onu koruyamayan Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı 15 Temmuz 2002’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açtı. AİHM, 9 Haziran 2009’da verdi: “Türkiye, vatandaşını koruyamamıştır.” Opuz davası ve kadınların mücadelesi İstanbul Sözleşmesi’ne ilham kaynağı oldu. Türkiye, hem Avrupa Birliğine üyelik süreci nedeniyle hem de vatandaşını koruyamayan ülke imajını ortadan kaldırmak adına Sözleşme’yi ilk imzalayan ülke oldu.

Wednesday, May 12, 2021

Belgede Türkiye gazetecileri hapse attı

 Gizli bir Türk hükümeti belgesi, inkar politikasına bağlı olmasına rağmen düzinelerce gazeteciyi hapse attığını itiraf etti.

İsveç "Nordic Monitor" web sitesinden alınan 2 Temmuz 2020 tarihli gizli belge ve Adalet Bakanlığı yetkilisi Hacı Ali Açıkçol'un imzası sadece İstanbul'da tutuklu 68 gazeteciyi listeledi.


  Yetkili, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Ankara'ya davalarla ilgili ayrıntılı bilgi vermesi için baskı yaptığı için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından tutuklu gazetecilerin davaları hakkında ayrıntılı bilgi vermesini istedi.


Nordic Monitor, Türkiye'nin çeşitli illerinde hapsedilen ve yargılanan gazeteci sayısının Adalet Bakanlığı belgesinde yer almadığını belirtti.



Monday, May 10, 2021

Türkiye ile Ermenistan arasındaki uzlaşma her zamankinden daha da öteye gitti

 


Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde geçmiş ve bugün yaşanmaktadır. Yaklaşık 100 yıl önce Ermeniler Osmanlı kuvvetleri tarafından öldürülürken; Türkiye, aylar önce sona eren kısa bir savaşta Azerbaycan'ın Ermenistan'ı yenmesine yardım etti. On yıllardır iki komşu arasındaki sınırlar kapalıydı, ancak geçen Aralık ayında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk-Ermeni ilişkilerinde "yeni bir dönem" için umudunu dile getirdi. Ancak Bakü'de Ermenistan'a karşı kazanılan zaferi kutlamak için düzenlenen askeri geçit töreni bu amaca hizmet etmedi. Azerbaycan güçleri, Türk silahlarını kullanarak, Ermenilerin kontrolünde olan nüfuslu bir bölge olan Dağlık Karabağ'ın bazı kısımlarını ve Ermenistan'ın otuz yıldır işgal ettiği komşu bölgeleri geri aldı.


Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in önünden geçen ordu birlikleri ve Ermeni tanklarının enkazı ve onları bombalayan Türk insansız hava araçları sergilendi. Erdoğan, Ermenistan'ın yenilgisinden ders almış olabileceğini ima etti ve daha sonra Türkiye'nin Ermenistan ile sınırlarını açabileceğini duyurdu. Böyle bir şey olmadı. Tersine, 24 Nisan'da ABD Başkanı Joe Biden 1915-1917'de Osmanlı güçleri tarafından bir milyondan fazla Ermeninin öldürülmesinin ve tehcir edilmesinin soykırımla eşdeğer olduğunu resmen açıkladığında gerilim yeniden arttı.


Öfkeli Ankara


Tarihçilerin çoğu Biden ile aynı fikirde, ancak geçmiş ABD başkanları, cinayetlerin yaygın veya sistematik olduğunu şiddetle reddeden Ankara'yı kızdırmaktan kaçınmak için bunu söylemekten kaçındılar. Türk Dışişleri Bakanlığı, Biden'in açıklamasını "tarihin kaba bir çarpıtması" olarak nitelendirdi. Türkiye'nin Amerika ile ilişkileri fazla zarar görmeyebilir. Para birimi tehlikede olan Türkiye, NATO müttefiki ile başka bir krizi kaldıramaz. Ancak Türk yetkililer, ülkelerinin Ermenistan ile uzlaşma teklifinin uzun sürmeyebileceğini belirtiyor. Erdoğan'ın danışmanı Elnur Sivik, Dağlık Karabağ savaşının sona ermesinin uzlaşmanın önündeki engelleri kaldırdığını söylüyor. (Türkiye, Azerbaycan'ın toprak taleplerini destekledi ve şimdi onu biraz istikrarlı görüyor.) Yine de şöyle diyor: "Ermeniler Türkiye'ye düşman olmaya ve Amerikalıları soykırımı tanımaya zorlamaya devam ederse, bunun bir faydası olmayacak."

Türkiye ve İran: Ortadoğu için paralel İslam emperyalist hırsları

 Ne Ankara ne de Tahran güçlü bir Irak ya da güçlü bir Suriye istiyor. Aksine, bu ülkelerin parçalanması her ikisine de uyuyor.


Türk güçleri geçtiğimiz hafta kuzey Irak'taki PKK (Kürt İşçi Partisi) örgütüne yeni bir saldırı düzenledi. Bu son saldırı, Şubat ayında Gare'de gerçekleştirilen ve Ankara güçlerinin Dohuk bölgesinde PKK tarafından tutulan 13 tutsağı kurtarmaya çalıştığı "Pençe Kartal 2" operasyonunun ardından geldi. "Pençe Yıldırım" ve "Pençe Yıldırım" olarak adlandırılan operasyon, komando kuvvetlerinin Zap, Metina ve Avashin bölgelerine hava atmalarını içeriyor.



Son altı ayda Kuzey Irak'ta yoğunlaşan Türk askeri faaliyetlerinin bir parçasını oluşturuyorlar. Bu da, Ankara tarafından geçen yıl geniş bir alanda üstlenilen askeri güç yoluyla daha geniş bir iddia stratejisinin bir unsurudur. Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ'da vekil unsurlarla işbirliği içinde aktif operasyonlar gerçekleştirildi. Türkiye ayrıca Katar'da önemli bir askeri varlık oluşturmuştur.

Sunday, May 9, 2021

Türkiye, Avrupa'nın en yüksek hapsetme oranına sahip ülkesi

 Avrupa'daki cezaevi nüfusu Ocak 2020 itibarıyla son yedi yılda istikrarlı bir şekilde azalırken, Türkiye en yüksek mahkumiyet oranını kaydetmiştir.


Türkiye bu oranda Rusya'nın hemen önünde yer alırken, bu iki ülkedeki tutuklu sayısı diğer Avrupa ülkelerine göre çok daha fazlaydı.

Avrupa Konseyi'nin 2020 yılı cezaevindeki tutuklularla ilgili yayınladığı yıllık istatistiklere göre Türkiye 100.000 kişi başına en yüksek mahkumiyet oranına sahip ülke oldu.

2020 Avrupa Konseyi raporuna göre, 2010-2020 yılları arasında Türk tutukluların sayısı yüzde 115,3 arttı.

Adalet Bakanlığı raporuna göre geçen yıl 17 cezaevi yenilenirken 26 bölgede yeni cezaevleri inşaatı devam ediyor. Bakanlığa göre, 2010'da 120.000'e kıyasla şu anda Türkiye'de yaklaşık 300.000 mahkum var ve 2000'de sadece 48.000 758 cezaevi vardı.

Erdoğan rejimine yönelik eleştirileri nedeniyle çok sayıda gazeteci, siyasetçi, yazar, akademisyen ve insan hakları savunucusunun Türk hapishanelerinde olması dikkat çekicidir.

Uluslararası Af Örgütü yıllık raporunda, Türkiye'de yargı, adil yargılama teminatları ve yasal prosedürlerin göz ardı edildiğini ve terörle mücadele yasasının muhalifleri tutuklamak için yaygın olarak kullanıldığını söyledi.

Türkiye analizi: Körfez ülkeleriyle ilişkileri resetleyecek

 ABD merkezli Bloomberg, Türkiye ile ilgili çarpıcı bir analize yer verdi. Suudi Arabistan'a bir ziyaret planından bahseden Bloomberg, ABD Başkanı Biden'ın istediği şekilde Türkiye'nin Körfez ülkeleriyle ilişkileri resetlemek istediğini iddia etti.



ABD merkezli medya kuruluşu Bloomberg, Türkiye’nin son dönemde Körfez ülkeleriyle arasını iyileştirmek için çaba içinde olduğunu yazarak kapsamlı bir analiz hazırladı.

“Türkiye, bölgesel ilişkileri resetlemenin bir parçası olarak Suudi Arabistan’la görüşmek istiyor” başlığının kullanıldığı makalede, “Türkiye, gelecek hafta Suudi Arabistan’a bir ziyaret planlayarak Arap dünyasındaki etkisini artırmak istiyor” yorumunu yaptı.

KAŞIKÇI CİNAYETİNİN ARDINDAN İLK GÖRÜŞME

Sözcü'nün aktardığına göre; Bloomberg’in makalesinde, “2018’de İstanbul’daki konsolosluk binasında öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ardından gelecek hafta düzenlenecek ziyaret o zamandan beri bir ilk olacak. 11 Mayıs’ta gerçekleşmesi planlanan ziyaretten önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz ilişkileri iyileştirmenin yollarını bulmak için Salı günü bir telefon görüşmesi gerçekleştirmişti” ifadesi kullanıldı.

"6'lı masa İmamoğlu'nun adını açıklayacak!" Hapis cezasından sonra çok konuşulacak iddia

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis kararı siyaseti hareketlendirdi. İmamoğlu'nun Saraçhane'de ...