İmamoğlu: Demokrasi olmadan gerçek lider olmaz

 İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, demokrasi olmasaydı gerçek bir siyasetçi ve lider olmayacağını söyledi. 

 İmamoğlu’nun açıklamaları DEVA’nın Genel Başkanı Ali Babacan’ın İstanbul’da düzenlediği iftarda geldi. 

İmamoğlu, demokrasi olmazsa ‘demokratik yönetim’ gibi kavramların asla konuşulamayacağını açıkladı. Çünkü demokrasi kaybedilirse gerçek bir politikacı ya da lider olmayacaktır. 

 İmamoğlu, “Cumhuriyetin ikinci yüzyılında yeni bir sayfa açacağız, farklılıklarımızla bu ülkede özgür ve mutlu bir hayat kuracağız. Umut veren en önemli gelişme kuşkusuz Türkiye’yi güçlendirilmiş parlamenter sisteme taşıma kararlılığıyla birleşen 6 siyasi partinin bulunmasıdır.” Dedi. 

 İmamoğlu, 6 siyasi partiye ve liderlerine büyük sorumluluk düştüğüne dikkat çekerek, “Bu sorumluluk bilinciyle Ali Babacan başta olmak üzere ülkemizin tüm umutlu liderlerine teşekkür ediyorum.” Ekledi. 

Daha önce, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yaklaşan seçimleri kaybetmesi için meydan okudu. 

 2019 seçimlerinde İstanbul belediyesini kaybettiği gibi, Erdoğan’ın kaybedeceği 2023’te Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de kaybedeceğini söyledi. 

 İstanbul’daki belediye seçimleri, Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında kıyasıya bir rekabete sahne oldu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, adayı Binali Yıldırım’ın rakibi Ekrem İmamoğlu’na karşı başarılı olması konusunda kişisel ısrarı vardı.

Erdoğan muhalefet milletvekiline dava açtı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bloğunun mecliste genel başkan yardımcısı olan parlamenter Özgür Özal’a dava açtı. 

 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Özgür Özal hakkında 250 bin lira manevi tazminat davası açıldığını duyurdu. 

Bu, Özal’ın Gezi Parkı davasında mahkemenin iş adamı Osman Kavala’ya müebbet hapis cezasına çarptırılması kararını yorumlamasının ardından geldi. 

Özal, yaptığı açıklamalarda Gezi olayları davasında kararı Türkiye’deki tek adam rejiminin verdiğini söyleyerek Erdoğan’ı hedef aldı. 

Özal, “Birlikte çevremizdekilerin ne yapmaya çalıştığını bildiğimiz sürece korkmayacağız. Korkak ustalar bu saray sisteminde titreyecek. Gezi Parkı davası bedava, Kavala bedava ve Recep Tayyip Erdoğan tarih önünde hesap verecek.” Dedi. 

Erdoğan, Suudi Arabistan ziyareti öncesinde Özal’ın açıklamalarından sorumlu tutulacağını belirtmiş, sadece Özal’ın değil, başka kişilerin de yargılanacağını vurgulamıştı. 

Gezi olaylarıyla ilgili son yargı kararları müebbet hapis ile 18 yıl hapis arasında değişiyordu. 

Mahkeme kararları, uluslararası bir kınama dalgasına yol açtı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, İstanbul Mahkemesi’nin kararının, Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi olduğu hukuk devleti kurallarına ve uluslararası yükümlülüklere açıkça aykırı olduğunu belirtti.

Osman Kavala: "Ellerinde ip varsa beni asacaklardı"

 Gözaltına alınan topluluk aktivisti ve iş adamı Osman Kavala, 2016 darbe girişimi davasında kendisine verilen müebbet hapis cezasını yorumladı. 

Kavala ve diğerlerinin aynı davada yargılanmasının ardından Osman Kavala’yı ziyaret eden CHP heyeti, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Hakan Altınay ile cezaevinde görüştü. 

Kavala’nın cezayı yorumlayan Cumhuriyet Halk Partisi’nden Özgür Özal, 2004’te Türkiye’de askıya alınan idam cezasına atıfta bulunarak “İpleri olsa beni asarlardı” dedi. 

Kavala, “Beni bu kadar uzun süre hapiste tuttuktan sonra bana masumiyet vereceklerini beklemiyordum. Ama bu kararı da beklemiyordum. İpleri olsaydı beni asarlardı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası idamdır.” Dedi. 

“Bütün deliller, tarafsızlığı şüphe götürmeyen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hakimleri tarafından incelendi ve çürütüldü. Aynı delille beni müebbet hapis cezasına çarptırdılar, mahkemenin kararı tüm Avrupa yasalarını reddetmek anlamına geliyor” ekledi. 

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi davası olayları kapsamında toplum aktivisti ve muhalif iş adamı Osman Kavala’ya ağır müebbet hapis cezası vermişti. 

Kavala, önce 2013 yılında Gezi Parkı gösterilerini finanse etmekle suçlandı ve mahkeme onu bu suçlamadan beraat ettirdi ve Şubat 2020’de beraat kararı verdi, böylece polis derhal tutuklama kararı verdi. Başka bir mahkeme daha sonra onu 2016’daki kanlı darbe girişimine karışmakla suçladı. 

Yargı kararları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin İstanbul Mahkemesi’nin kararının hukuk devleti kurallarına ve Türkiye’nin imzaladığı uluslararası yükümlülüklere açıkça aykırı olduğunu beyan etmesiyle birlikte, ulusal ve uluslararası kınama dalgasına yol açtı. 

Uluslararası Af Örgütü’ne göre, Türkiye’nin Osman Kavala ve diğer sanıkları mahkum etmesi adalete ve insan haklarına ağır bir darbe oldu.

İstanbul cezaevlerinde 3608 ihlal takibi

 Türkiye İnsan Hakları Derneği, İstanbul’daki 21 cezaevinde sadece 3 ayda en az 3.608 ihlale tanık olduğunu duyurdu. 

Derneğin İstanbul şubesi, Ocak, Şubat ve Mart ayına ilişkin raporunu derneğin İstanbul Taksim Meydanı’ndaki binasında düzenlediği basın toplantısında açıkladı. 

Dayak, tehdit, işkence ve çıplak arama gibi cezaevlerindeki ihlallerle ilgili olarak İstanbul şubesi 21 cezaevinde en az 3.608 ihlalin işlendiğini belirtti. 

Raporda, siyasi tutukluların suistimale karşı en savunmasız olduğu ve mahkumların maruz kaldığı en ağır şeyin kötü muamele olduğu belirtildi. 

Tutuklulara karşı ırkçı ve ayrımcı muamelenin varlığına işaret edilen raporda, en az 17 ırkçı konuşma, 12 zorla itiraf, 67 ülke içi sürgün, 47 zorla nakil, 34 ölüm tehdidi ve “terörist” statüsüne yönelik 21 operasyon izlendi. 

Öte yandan raporda, eşit ceza ilkesinin yüzlerce ihlalinin yanı sıra sağlıklı beslenme, iletişim hakkı, temiz suya erişim ve açlık grevi de yer aldı. 

Rapora göre, hasta tutukluların hastaneye nakledilmemesi konusunda usulsüzlükler yaşandı.

Kürtçe şarkı söyleyen bir vatandaş darp edilerek tutuklandı.

 Van ilinde Kürtçe şarkı söylediği için bir vatandaş polis tarafından darp edildi, ardından tutuklandı. 

Van’da “Eski Devlet Hastanesi” caddesinde Kürtçe şarkı söyleyen vatandaş polis tarafından Genel Bilgi Kontrolü’nden (GBT) geçirildi, kimliğini ibraz etmeyen vatandaş dövülerek tutuklandı. 

Vatandaşın şarkı söylemesiyle etkileşime giren mağaza sahipleri de tutuklandı. 

Bir videoda polis, kimliğini vermeyi reddeden adamı kelepçeleyerek dakikalarca dövdü. 

Polis şiddetine tepki gösterdikleri için gözaltına alınan şarkıcı ve esnaf, Van İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne sevk edildi. 

Hükümetin Kürtlerin çoğunlukta olduğu şehirlerdeki okullarda bile eğitim için Kürtçe kullanımını kısıtlaması dikkat çekicidir.

Kürtçenin dil merkezlerinde öğretilmesini yasaklamanın yanı sıra, Kürtçe kelime veya ibareler içeren pankartların asılmasını da yasaklıyor.

Gelecek Partisi: Erdoğan hükümeti gelecek nesillere borç mirası bıraktı.

 Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Kerim Rota, yaşanan ekonomik krizin boyutlarına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Borç için ödenecek faizin borcun kendisini geçtiğine dikkat çeken Rota, “Borç çocuklarımıza, torunlarımıza kalıyor” dedi.

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz oranlarını ve yüksek enflasyon oranlarını rekor seviyelere indirmesinin ardından liranın değerindeki keskin düşüş nedeniyle zor bir durumdan korkuyor. 

Rota, bu kapsamda yaptığı açıklamada, altı siyasi partinin liderlerinin 29 Mayıs’ta yapılacak toplantıda ekonomiye ilişkin daha net önlemleri açıklayacaklarını söyledi. Muhalefet için ekonomik çözümler içeren bir seçim programı geliştirmenin önemini vurguladı. 

Rota, Türkiye tarihinde ilk kez kredi faizlerinin gerçek kredilerin değerini aştığını belirterek, mevcut hükümetin gelecek nesillere kredi mirası bıraktığına işaret etti. 

Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine göre, bankalara olan borcunu ödeyemeyenlerin sayısı geçen yılın ilk iki ayında 132.000’den bu yıl 367.000’e geriledi. 

Rota, bu rekor düzeyde yüksek enflasyon oranları karşısında kimsenin rahat edemeyeceğini vurguladı. 

Mart ayı resmi verilerine göre Türkiye’de parasal enflasyon oranı yüzde 61’i aştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM genel sekreteri Guterres’i kabul etti.

 Moskova ziyareti öncesinde Ankara’ya gelen Antonio Guterres, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir görüşme gerçekleştirdi. 

 BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya ve Ukrayna’ya düzenleyeceği ziyaretler öncesi bugün Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde görüştü. Basına kapalı gerçekleşen görüşme yaklaşık 1,5 saat sürdü.  

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile Ukrayna arasındaki çatışmaları sona erdirmek için çaba harcarken, diğer yandan da sivillerin tahliye edilmesi ve bölgeye insani yardım ulaştırılması adımlarına katkı vererek, yaşanan insani krizin sonlandırılması için BM ile yakın çalışmaya devam edeceklerini belirtti.

  

 Guterres, Perşembe günü Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşmek üzere Kiev’e gelmeden önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmek üzere Salı günü Moskova’ya gidecek.

Bursa’da korkunç uçak kazası! Sokak ortasına uçak düştü! 2 kişi yaşamını yitirdi.

 

 Bursa Valisi bugün, Bursa’da bir eğitim uçağının düşmesi sonucu bir pilot ve bir stajyer öğrencinin hayatını kaybettiğini duyurdu. 

 İlk belirlemelere göre , Bursa’da Yunus Elli Havalimanı yakınlarında bir eğitim uçağının düştüğünü ve uçakta bulunan pilot ve bir stajyer öğrencinin hayatını kaybettiğini açıklandı. 

 Basın, Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlı Bağlarbaşı Mahallesi’nde teknik arıza sonucu tek motorlu uçağın düştüğünü, en az 5 araba ve iki evin yanmasına neden olduğunu ekledi. 

 Kazanın hemen ardından yetkililer, kaza mahallinde siviller arasında herhangi bir yaralanma veya can kaybı bildirilmeden olay yerine 20’den fazla itfaiye aracı ve ambulans gönderdi.

Kılıçdaroğlu: Tek adam rejimini ortadan kaldıracağız.

 Kılıçdaroğlu, ‘Tek adam rejimini dünyaya örnek olacak şekilde demokrasi ve sandık yoluyla ortadan kaldıracağız’ dedi. 

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, Meclis’te 23 Nisan’da düzenlenen özel oturumda konuşurken geldi. 

Kılıçdaroğlu, Türkiye’de demokrasinin tesis edilmesi gerektiğini vurgulayarak, 100 yıldır çeşitli fikirlerin tartışıldığı yerin TBMM olduğunu açıkladı. 

Muhalefet lideri, ulusun koalisyonunun demokrasi ve sandık yoluyla tek adam rejimini ortadan kaldıracağını da sözlerine ekledi. 

Türkiye, 2018’de parlamentonun rolünü marjinalleştiren ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a geniş yetkiler veren bir başkanlık hükümet sistemine geçti. 

Kılıçdaroğlu, Meclis’e sunulan tekliflerin ahlaksız ve vicdansız olmadığını belirterek, çocuklarına bir bardak süt sağlayamayan annelerin, hakları ihlal edilen öğrencilerin, zor koşullarda çalıştırılan işçilerin sorunlarını çözeceklerini vurguladı. 

Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda, “Ulu önderimiz Atatürk nasıl bu cumhuriyeti 100 yıl önce kurduysa, bu meclis de 100 yıl sonra gerçek anlamıyla demokrasiyi kuracaktır” dedi.

Babacan: Türkiye'de kur krizinin patlamasının nedeni Erdoğan'dır

 Demokrasi ve atılım Partisi genel başkanı Ali Babacan, ülkenin ekonomik sorunlarından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sorumlu tuttu. 

Bugün Türkiye’de doların döviz kuru 14,74 lira iken, geçen yıl aynı gün doların döviz kuru 8,38 liraydı. 

Şanlıurfa’nın ‘Veranşehir’ ilçesinde partisi için düzenlediği programa katılan Babacan, lirada devalüasyonun başladığına değinerek, “Erdoğan döviz kurunu patlattı ve her şey yükseldi. O zamandan beri, ülke hiçbir şeyi kontrol edemedi.” Dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen Eylül ayında faiz oranlarını düşürme kararı aldığından beri, liranın değeri önemli ölçüde değer kaybetti. 

Babacan, “Ekonomi denen bir bilim var ama yanında uygun insan yok, daha ziyade lüks insanlar. Bizim gibi buraya gelmiyorlar, bir sürü siyah araba geliyorlar gelirken, dokunamıyorsunuz. Onlara ulaşamazsınız” diye ekledi. 

Babacan, “Erdoğan ekonomiyi kurtarmak için döviz cinsinden mevduat korumalı ancak hükümeti mevduat sahiplerine 3 ayda 80 milyar dolar faiz ödemeye zorlayan yeni bir proje açıkladı. Bu adalet mi? Lüks bir ülkede mi yaşıyoruz? ?” dedi. 

Babacan, sözlerinin sonunda, Erdoğan’ın kalabalık mahallesinden komşusu olmadığı başkent Ankara’daki lüks cumhurbaşkanlığı sarayına taşındığı için artık halkı hakkında hiçbir şey bilmediğini belirtti. 

Aynı bağlamda, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin milli gelirinin son altı yılda 2015’te 864 milyar dolardan tehlikeli bir şekilde düştüğünü ve 2021’de 804 milyar dolara düştüğünü söyledi. 

Davutoğlu, “Vizyon 2023’e göre Türkiye ilk 10’da yer alırken, 20’nin altına düştü” diyen Davutoğlu, hükümetin ayaklanmaların sırtına yüksek yaşam maliyeti ve düşük gelirle yüklendiğini vurguladı.

Türkiye’de her 5 kişiden 1’i elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemiyor.

 Metropoll Araştırma’nın anketinin sonuçlarına göre toplumun sadece yüzde 23.9’u faturalarını ödeyebildiğini söyledi. Elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemediğini söyleyenlerin yüzdesi ise 18.6. 

Gelen yüksek orandaki zamların ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, tepki olarak elektrik faturasını ödemeyeceğini söylemişti. Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriği 21 Nisan 2022’de kesildi.  

MetroPoll Başkanı Özer Sencar, Metropoll Araştırma tarafından yapılan ‘Türkiye’nin Nabzı Mart 2022’ anketinin sonuçlarını sosyal medya hesabından paylaştı. Anket sonucuna göre toplumun 5’te 1’i elektrik ve doğalgaz faturalarını ödeyemiyor.  Aynı şirketin Şubat 2022 araştırmasında faturalarını ödeyemeyenlerin oranı yüzde 14,4 iken, Mart 2022’de bu oran yüzde 18,6’ya yükseldi. 

Yapılan araştırmaya parti seçmenleri bazında bakıldığında, AKP seçmeni elektrik ve doğalgaz faturalarını öderken zorlanmıyor. AKP’lilerin yüzde 46,1’i faturalarını ödeyebildiğini belirtirken, yüzde 43,1’i ise öderken zorlandığını söyledi. Faturalarını ödeyemeyen AKP’lilerin oranı ise yüzde 10,6 olarak açıklandı. 

Faturasını ödeyemeyenlerin en fazla olduğu parti 31,2 ile İyi Parti olurken, faturasını ödeyenlerin oranı sadece %6,9 oldu. 

Ana muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verenlerin %19.3’ü faturalarını kolayca ödeyebileceklerini, %60,9’u ise ödemede zorluk çektiklerini söyledi. 

Resmi veriler, 2021 yılında Türkiye’de faturaların ödenmemesi nedeniyle 4,5 milyon ailenin elektrik ve doğalgazdan kesildiğini ve bu yılın başlarında zamlar nedeniyle bu sayının 2022’de artmasının beklendiğini gösteriyor.

Anket: Türkiye’de satın alma gücü çok düştü

 Bir kamuoyu yoklaması, Türkiye’deki vatandaşların satın alma gücünün her 100 kişiden 83’ünde düştüğünü açıkladı. 

Ipsos Araştırma Vakfı tarafından 18 yaş üstü 800 kişinin katılımıyla hazırlanan kamuoyu yoklaması 4-15 Nisan tarihleri arasında gerçekleşti. 

Ankete göre, ankete katılanların yarısı borçlu olduğunu söylerken, 10 kişiden sekizi gelirlerinin azaldığını söyledi. 

Alım gücünün arttığını söyleyenlerin oranı yüzde 4 artarken, aynı kaldığını söyleyenlerin oranı yüzde 13’dür. 

Ankete göre, ankete katılan 10 kişiden dördü üç ay içinde ailelerinden maddi destek aldı. 

Ailelerinden maddi destek alanların yüzde 69’u ise birkaç ay içinde tekrar maddi destek alacaklarını söyledi. 

Ailelerinden destek almayanların beşte biri yakın zamanda ihtiyaç duyacaklarını düşünüyor. 

Ankete katılanların %93’ü ek gelir aradığını belirtirken, %38’i ek gelir elde etmek için ek iş aradığını belirtirken, %34’ü zaten işsiz olduğunu ve bu nedenle iş aradığını belirtti. 

Türkiye’de geçen Mart ayında parasal enflasyon oranı yüzde 61’i aşarak benzeri görülmemiş bir rekor seviyeye ulaştı. 

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin milli gelirinin son altı yılda tehlikeli bir şekilde düştüğünü, 2015’te 864 milyar dolardan 2021’de 804 milyar dolara düştüğünü söyledi.

65’i askeri öğrenci olmak üzere 133 kişi hakkında tutuklama kararı.

Türkiye’nin yetkililer, zorla olarak ihraç edilen 65 askeri öğrenci de dahil olmak üzere 133 kişi hakkında tutuklama kararı verdi. 

Tutuklama emirleri, İzmir ve Ankara’da Hizmet hareketine yönelik iki ayrı soruşturmaya  dayanılarak çıkarıldı. 

 İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının Milli Savunma Bakanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı İzmir Bölge Başkanlığı, Kara ve Deniz Kuvvetleri komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığıyla sağladığı veri karşılaştırmasına dayalı işlemler sonucu Gülen Hareketine üyelik iddiasıyla 31 muvazzaf, 3 eski asker ile 65 eski askeri okul öğrencisi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu kişilerle ilgili gözaltı işlemlerinin sahur vakti yapılması dikkat çekti. 

 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Gülen Hareketi’ne üyelik iddiasıyla başlatılan soruşturmada ise 29’u aktif görevde 34 kişi hakkında gözaltı kararı verildi.  

Tutuklama kararlarının uygulanmasında bugün Ankara merkezli 19 ilde güvenlik güçlerinin eş zamanlı düzenlediği baskınlarda 30 kişi gözaltına alındı.

Halkın %70'i Türkiye'nin kötüye gittiğini düşünüyor.

 Yakın tarihli bir kamuoyu yoklaması, Türk halkının %70’inin ülkedeki koşulların kötüye gittiğine inandığını ortaya koydu. 

“Metropoll” araştırma enstitüsü, Türkiye’nin gittiği yeni yol hakkında bir kamuoyu yoklaması yayınladı. 

“Metropoll” Ankete katılanlarına “Türkiye iyiye doğru mu gidiyor, yoksa kötüye doğru mu gidiyor?” diye sordu. 

Anketin sonuçlarına bakıldığında, halkın yüzde 70,8’i Türkiye’nin kötü bir gidişatın içinde olduğunu düşünürken, sadece yüzde 22,1’lik kesim ise ülkenin gidişatından memnun. 

Anketin sonuçlarına parti seçmenleri bazında bakıldığında, Cumhur İttifakı ortaklarından AKP ve MHP’yi destekleyenler Türkiye’de mevcut gidişatın olumlu yönde olduğunu düşünüyor. 

AKP’ye oy verenlerin yüzde 58,2’si, MHP’ye oy verenlerin yüzde 44,6’sı Türkiye’nin geliştiğini iddia etti. 

Türkiye’nin gidişatına en karamsar seçmenler, muhalefetteki Halk İttifakı’na destek vermeyi planlayan vatandaşlar. 

Metropoll’ün verilerine göre, Millet İttifakı ortaklarından CHP’nin seçmenlerinin sadece yüzde 2,4’ü ülkenin gidaşıtının olumlu yönde olduğunu düşünürken, yüzde 95,7’lik kısmı Türkiye’nin kötüye gittiğini savundu. 

Muhalefetteki milliyetçi parti İyi Parti’de de durum pek farklı değil ve destekçilerinin yüzde 88,5’i ülkenin kötüye gittiğine inanıyor. Bugün Türkiye’nin durumundan memnun olmayanların oranı HDP’de yüzde 92,6, Saadet Partisi’nde 94,7 ve DEVA’da yüzde 93,1 olarak seyretti.

Irak Hükümeti’nden Türkiye operasyonuna kınama

Irak, ülkenin kuzeyindeki Türk askeri operasyonunu reddettiğini duyurdu. Ankara’yı tüm askeri güçlerini Irak topraklarından çekmeye çağırdı. 

Türkiye, Pazartesi günü kuzey Irak’ta hava kuvvetleri ve özel kuvvetlerin katılımıyla PKK unsurlarına karşı askeri operasyon başlattığını duyurmuştu. 

Irak Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyindeki Zap, Avaşin ve Maten gibi bölgelere yönelik başlattığı operasyonla ilgili olarak Türkiye’nin Irak Büyükelçisi Ali Rıza Günay’ın bakanlığa geri çağrıldığını duyurdu. 

Bakanlık, Türk büyükelçisine askeri operasyonu reddettiğini açıkladı. Kışkırtıcı eylemlerin ve ihlallerin durdurulmasını istedi. 

Açıklamada, Irak’ın uluslararası anlaşma ve Birleşmiş Milletler hükümlerine uygun olarak gerekli ve uygun önlemleri alma konusunda yasal hakkı olduğu vurgulandı. 

Açıklama, “Türkiye, bu tür düşmanca ve tek taraflı eylemler karşısında Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne ve uluslararası hukuk kurallarına uymak zorundadır” ekledi. 

Aynı bağlamda, Arap Birliği genel sekreteri Ahmed Ebu Gayt, Türkiye’nin gerçekleştirdiği saldırıları kınayarak, Bunların Irak’ın egemenliğine yönelik kabul edilemez ve içler acısı saldırılar olduğunu ve uluslararası hukukun ihlali olduğunu vurguladı. 

Arap Birliği Genel Sekreterliği’nden yapılan açıklamada, Irak topraklarına yönelik askeri operasyonların Türkiye ile Irak arasındaki gerilimi artırdığı belirtildi. 

Ankara’yı bu tür davranışları durdurmaya ve iyi komşuluk ilkelerine bağlı kalarak Irak egemenliğine saygı duymaya çağırdı

Tutuklanan gazeteci ilk açıklama.

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Başkanı Hakan Fidan’a ait olduğu öne sürülen Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarını sosyal medya hesabından paylaşan gazeteci İbrahim Haskoloğlu, tutuklanarak cezaevine gönderildi. 

Haskoloğlu yaptığı paylaşımda, “Yaklaşık 2 ay önce yayındayken bana bir hacker grubu ulaştı. E-devlet ve devlete ait sitelerden verilerin çalındığını söylediler. Verileri hala da sızdırıyor olduklarını belirttiler. Bazı devlet yetkililerinin bilgilerini benimle paylaştılar. Buna yeni kimlik kartları da dahil” ifadelerini kullanmıştı. 

Haskol, Twitter’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MIT Hakan Fidan’ın kişisel kimliklerinin fotoğraflarını paylaştı. 

Haskoloğlu hakkında İçişleri Bakanlığı’nın şikayetçi olduğu belirtildi. Gözaltına alınmasının ardından Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen gazeteci, ifadesinin alınması için daha sonra Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’na götürüldü.

Türkiye'nin F-16’ yeni kampanyası.

 AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye’nin F-35 programından çıkarılması sonrası gündeme gelen F-16’lar için ABD’ye yeni bir talep mektubu gideceğini söyledi. 

 Ömer Çelik, “Savunma Bakanlığı 40 adet yeni F-16 uçağı sipariş etti”dedi. 

Görünüşe göre Türkiye, ABD’nin anlaşmayı kabul etmesi için Ukrayna’daki savaşı sona erdirmek için Rusya ile arabuluculuğunu kullanmaya çalışıyor. 

Çelik, NATO müttefikleri arasında güvenlik ihtiyaçlarını kısıtlayan bir yasağın olmasının mantıksız olduğunu vurguladı. 

Ankara’nın Rusya yapımı S-400 hava savunma sistemlerini satın alması ABD yaptırımlarını tetiklemiş ve Türkiye’nin F-35 savaş uçağı programından çıkarılmasıyla sonuçlanmıştı. ABD silahlarının NATO müttefiki Türkiye’ye satışı tartışmalı hale gelmişti. 

Türkiye’yse geçen yıl ekim ayında ABD’den 40 adet Lockheed Martin yapımı F-16 avcı uçağı ve mevcut savaş uçakları için 80’e yakın modernizasyon kiti satın almayı talep etmişti. 

Ancak ABD’li milletvekilleri Türkiye’ye Amerikan silahları satmayı reddettiler ve Savunma Bakanı ile Dışişleri Bakanı’na anlaşmayı reddetmelerini talep eden mektuplar gönderdiler.

Bursa’da zamları protesto edildi.

 Kestel’de zamlara ve hayat pahalılığına karşı eylem gerçekleştirildi. 

İngiliz Guardian gazetesi, Türkiye’de vatandaşlara yük olan yüksek parasal enflasyonun etkilerine ilişkin bir rapor hazırladı. Yerel para birimindeki değer kaybının ışığında fiyatların günlük olarak arttığını söyledi. 

 

Protesto yürüyüşü sırasında katılımcılar, “Fiyat artışlarından geri çekilin”, “Yüksek fiyatlar adaletsizlik ve işkencedir”, “Yaşasın mücadelemiz”, “Daha fazla susmayın, sıra sana gelecek” ve “insanca bir yaşam istiyoruz.”sloganları attı.  

 

Eylemde platform adına basın açıklamasını Mesut Akça gerçekleştirdi.  

Akça konuşmasında şunları dedi: 

“Biz Kestel’de yaşayan işçi ve emekçiler de, krizi derinden hissediyor ve yaşıyoruz. Krizi yaratanlar kâr rekorları kırarken, her geçen gün ağırlaşan fatura biz işçilere, memurlara, emeklilere, köylülere, esnaflara yani tüm emekçilere çıkartılıyor” dedi. 

Akça açıklamada elektrik, su, doğalgaz, ulaşım, akaryakıt ve gıda ürünlerine gelen zamların derhal geri alınmasını, enflasyon karşısında eriyen ücretlerin yeniden belirlenmesini, en düşük emekli aylığının en az asgari ücret düzeyine çekilmesini talep etti. 

İstanbul şehri de yüksek mal ve hizmet fiyatlarını protesto eden bir tencere ve tava gösterisine sahne oldu. 

İstanbul’da “Cevahir” AVM’nin önünde toplanan onlarca kişi, yüksek fiyatlara öfkelerini dile getirerek tencere tava çaldı. 

Son zamanlarda, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türk milletvekili Hülya Atçı Nergis, Türkiye’de yüksek yaşam maliyetini ve ekonomik krizin varlığını kabul etti. Asgari ücretin Temmuz ayında tekrar yükseltilmesi gerektiğini vurguladı.

Bir adım geri atan namerttir

Erdoğan hükümeti, Türkiye’de enflasyon ve işsizlik oranlarını yayınlayan düşünce kuruluşlarının üyelerine üç yıla kadar hapis cezası veren bir yasayı onayladı. 

Türkiye Enflasyon Araştırma Grubu’nun kurucusu Veysel Ulusoy, tasarıyı değerlendirdi: "Gerçekçi istatistikleri ortaya çıkarmakta ısrar ediyoruz ve geri adım atmayacağız." dedi.

"İstediklerini yapsınlar. Ben istatistikleri açıklamaya devam edeceğim. Beni susturmak istiyorlar ama bizim susmayacağımızı anlayınca bu işe başvurdular" ekledi.

Ulusoy, hükümetin enflasyon oranlarını %40'ta sabitlemek istediği bilgisini aldığını belirtti.

Türkiye İstatistik Kurumu raporuna istinaden aleyhinde dava açıldığını belirtti.

Veysell Ulusoy konuşmasının sonunda: İstatistikleri ortaya çıkmaya devam edeceğiz. Bizi susturmak istiyorlar ama biz asla susturulmayacağız ve kim geri adım atar ve boyun eğerse namerttir. Dedi.

İngiliz the Guardian: her gün fiyatlar değişir, herkes korku içinde.

 The Guardian gazetesi, Türkiye’de vatandaşlara yük olan yüksek parasal enflasyonun etkilerine ilişkin bir rapor hazırladı. Fiyatların her gün arttığını söyledi. 

 Guardian saha röportajları yaptı ve bu görüşmelerden biri de ekonomik koşullar nedeniyle emekliye sevk edilen Mustafa Kafadar ile oldu. Emekli maaşı artık temel masraflarını karşılamaya yetmediği için bir fırında çalışmak zorunda kaldı. 

Kafadar: “Her şey çok pahalı. Temel ihtiyaçlarımı alıp faturalarımı ödedikten sonra geriye hiçbir şey kalmıyor. Şeker ve buğday fiyatları arttı. Ocak ayında bir kilogram un çuvalı 110 liraydı; şimdi 220 lira. Poğaçaların fiyatlarını insanlar karşılayamadığı için daha fazla yükseltemedik. Enflasyonu kimin yükselttiğini biliyorsunuz. Ben değil, sen değil, sokaktaki biri değil. ama kim?” dedi. (Kafadar, güvenliği için haberde adının değiştirilmesini istedi.) 

Kafadar, özellikle geçen yıl liranın değerinin yarısını kaybetmesinin ardından Türkiye’nin benzeri görülmemiş bir mali krizle karşı karşıya olduğunu belirtti. 

Türkiye’de yükselen enflasyon, hükümetin Türkiye’nin temelden “ekonomisini reforme etme” girişimiyle bağlantılıdır. 

Ekonomi profesörü Alp Erenk Yıldan’a göre: “Dünyada herkes enflasyondan muzdarip ama Türkiye bunu diğer ülkelere göre dört beş kat daha fazla yaşıyor”dedi

Yüzde 89 felçli öğretmen hapse girecek..

 Yargıtay, yüzde 89 felçli fizik öğretmeni Şerifa Sulukan'ın hapis cezasını onadı. 

 

 5 gün içinde cezaevine girmesi planlanan Sulukan, hizmet hareketine üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. 

 Sulukan, çocuklarını hizmet hareketine bağlı okullardan birine kaydettirmekle suçladı. 

 19 ay önce, Şerife Sulukan koronavirüse yakalandıktan sonra sol tarafı felç oldu, yüzde 89 oranında engelli olduğu ve desteksiz yürüyemediği bildirildi. 

 Sulukan kişisel ihtiyaçlarını karşılayamaz, ayrıca kalp ameliyatı olması gerekir. 

 Yargıtay, cezanın infazını 3 ve 6 ay olmak üzere iki kez erteledi, ancak adli tıp üçüncü talebini reddetti. 

 Sulukan,“Bu halde hapse girdim diye mi üzüleyim, yoksa iki çocuğumu babasız ve annesiz bırakacağım için mi üzüleyim?” yorum yaptı.

Erdoğan hükümeti yeni bir yasayla internet yayınını kuşattı..

 AKP hükümeti, “sosyal medyadaki dezenformasyonu” suç saymak adına yeni bir yasa hazırlıyor. 

 Yeni yasa, YouTube gibi çevrimiçi medya faaliyetlerini hedefliyor. 

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) meclis bloku Meclis Başkan Yardımcısı Maher Ünal, Cuma günü resmi TRT Haber kanalına yaptığı açıklamada, “Dezenformasyon, Bumerang gibi hepimizi etkileyebilecek bir tehdittir” dedi. 

Önal, “Avrupa Birliği’nin çevrimiçi medya, terörle mücadele çabaları ve dezenformasyonla mücadele için iki kırmızı çizgisi var” sözüne ekledi. 

AKP’nin yaklaşık sekiz aydır üzerinde çalıştığı yeni yasada, internette kasten yanlış bilgi yayanlara hapis cezası öneren maddeler de yer alacak. Resmi kanal, yasanın çevrimiçi gazeteciliği de düzenleyeceğini söyledi. 

Hükümet, Temmuz 2021’de sosyal medya için bir yasa çıkardı. 

Şirketlerin ülke içinde ofis açmalarını ve Türkiye’de temsilci atamalarını talep etmek ve bu şirketlerin bu kanunlara uymamaları halinde milyonlarca liralık para cezası ve olası bir yasaklama kararı verilmesi.

Erdoğan’ın bir ayda 788 milyon lira gizli harcaması!

Erdoğan, halkın krizle boğuştuğu martta, örtülü ödenekten 788 milyon TL harcadı. Bu, tüm zamanların rekoru olarak kayıtlara geçti.  

 Sözcü'nün haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bugün açıkladığı merkezi bütçe istatistiklerine göre, ‘gizli hizmet giderleri’ olarak adlandırılan örtülü harcama, 2022 yılının ilk üç ayında 1 milyar 15 milyon TL’ye ulaştı. 

 Geçen senenin ilk üç ayında 728,7 milyon TL olan örtülü harcama, yıllık bazda yüzde 39 oranında artmış oldu. Bir önceki rekor Haziran 2021’de 463,7 milyon TL ile kırılmıştı. 

 

 2021’de örtülü harcama toplamda 2 milyar 714 milyon TL olmuştu. 

 5018 sayılı ‘Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 24’üncü maddesinde ‘örtülü ödenek’ tanımlanıyor. Maddeye göre ‘kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle verilen görevlerin gerektirdiği istihbarat hizmetlerini yürüten diğer kamu idarelerinin bütçelerine’ de örtülü ödenek konulabiliyor.

Almanya bir Türk istihbarat ajanını sorguluyor.

Almanya’da bir Türk vatandaşı hakkında casusluk ve silah yasasını ihlal suçlamalarıyla iddianame hazırlandı. Sanığın, Türk istihbarat servisleri için bilgi topladığı ileri sürülüyor. 

 Almanya’da Federal Savcılık, Türkiye vatandaşı Ali D. Hakkında “gizli istihbari casusluk faaliyeti” ve “silah yasasının ihlali” suçlamalarıyla iddianame hazırladı. İddianamenin 17 Mart 2022 tarihinde Düsseldorf Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin Devleti Koruma Senatosu’na sunduğu öğrenildi. 

 Savcılık yaptığı basın açıklamasında, Demir’in Ağustos 2018’de Kürdistan İşçi Partisi (PKK) üyeleri ve destekçileri ile Almanya’daki Hizmet Hareketi üyeleri hakkında bilgi toplamaya başladığını belirtti. Ardından toplanan bilgileri Türk istihbarat servisine gönderdi. 

 Demir’in üç Alman vatandaşı hakkında elde ettiği enformasyonları istihbarat servislerine ilettiği, bunlardan birini PKK üyesi saydığı, diğer ikisini ise Gülen yapılanmasına yakın olarak görüdüğü ifade edildi.  

 Savcılık, zanlıların benzer fikirleri benimseyen kişileri casusluk işlerinde çalıştırmak için Almanya içindeki atış poligonlarında eğitim aldıklarını belirtti. 

 İddianamede ayrıca Demir’in Mart 2021’de kurusıkı tabanca edindiği ve bunu otomobille bir seyahat sırasında üzerinde taşıdığı ileri sürüldü. 

 17 Eylül 2021 tarihinde Düsseldorf’ta gözaltına alınan Demir’in 18 Eylül’den beri Düsseldorf İdare Mahkemesi’nin tutuklama kararı uyarınca tutuklu olduğu belirtiliyor. 

 Tutukluluk halinin 8 Kasım 2021’den bu yana da Federal Adalet Mahkemesi soruşturma hâkiminin kararı uyarınca sürdüğü kaydediliyor. Ali Demir hakkındaki soruşturma 29 Eylül 2021’den bu yana Federal Başsavcılık tarafından yürütülüyor.

36 kişi tutuklandı

 Yetkililer, aralarında bir albay, astsubay ve askeri harbiyelilerin de bulunduğu 36 kişiyi tutukladı. 

İstanbul’da FETÖ’ün ankesörlü hat soruşturmasına yönelik yapılan operasyonda 21 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerin arasında Jandarma, Hava, Deniz ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda halen görevli subaylar ile ihraç edilen askerler ile askeri okul öğrencilerinin de olduğu öğrenildi.  

Aranan kişiler, Türk silahlı kuvvetlerini hizmet hareketi lehine yeniden yapılandırmaya çalışmakla suçlandı. 

Kaynaklar, kalanları aramanın devam ettiğini söyledi. 

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan hükümeti, 2011 yılına kadar en önde gelen müttefiki olan Hizmet hareketinin Türk kurumlarına sızdığını iddia ediyor. Hareket ise, üyelerinin Türk vatandaşı olduğunu ve devlet kurumlarında çalıştıklarını söylüyor. 

Darbe girişiminden bu yana Erdoğan hükümeti tüm kamu sektörlerini kapsayan bir “temizleme” kampanyası başlattı. Sonuç olarak, yaklaşık 80.000 kişi yargılanmak üzere gözaltına alındı. 

Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan, 2016 darbesini düzenlemekle Hizmet hareketini suçluyor, ancak suçlamasında somut kanıt yok.

Erdoğan muhalefet liderine açtığı tazminat davasını kaybetti

 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisine açtığı tazminat davasını kaybetti. 

 Erdoğan, ailesini vergi kaçırmakla suçladığı muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’na tazminat davası açtı. 

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2017’de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu, kardeşi, eniştesi, dünürü ve eski özel kalem müdürünün vergi cenneti olarak nitelenen Man Adası’ndaki off-shore hesaplara 2011’de 18 milyon dolar gönderdiği iddiası sonrası 3 ayrı tazminat davası açıldı. 

 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Kılıç, Erdoğan’ın açtığı tazminat davasının Yargıtay tarafından reddedildiğini açıkladı. 

 Avukat: "Bu kez Yargıtay, Erdoğan'a ders verdi! MAN Adası davalarında da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu haklı çıktı ve kazandık! Kazanmaya ve ders vermeye devam edeceğiz! Sözümüz söz!" dedi.

Türkiye yeni ilaçların yüzde 79'unu alamıyor..

 AIFD, Türkiye’de ilaç fiyatlandırma sisteminin yeniden kurgulanması gerektiğini belirtiyor 

 Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nin verileri, geçtiğimiz yılın uzun bir döneminde bazı ilaçların kıtlığına işaret ediyor. 

 Türkiye’de ilaç fiyatları, yılda bir kez güncelleniyor. Ancak güncel Euro kuruyla ilaç fiyatlarının belirlenmesinde temel alınan kur seviyesi arasındaki fark, özellikle kurun yükseldiği dönemlerde ilaç tedarikinde sorunlara yol açıyor. Bu durum geçen senenin büyük kısmında bazı ilaçların bulunamamasına yol açmıştı. Türkiye’deki ilaç pazarının yüzde 50’sini temsil eden Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD) yöneticisi Dr. Mete Hüsemoğlu özellikle yeni ilaçlar için fiyat düzenlemesinin güncellenmesi gerektiğini belirtti. 

 “İlaç vermeye sorunsuz bir şekilde devam edebilmek için bu sektörün birçok yönden dövize bağlı olduğu göz ardı edilmemelidir”. Dedi 

 Bilgilere göre Türkiye’nin 2020’de herhangi bir yeni ilacı geri ödeme sistemine almadığı belirtilirken, son üç yılda yeni ilaçların sadece yüzde 21’inin Türkiye’ye geldiği görülüyor.

Kredi kartı borcu 8,5 milyar lira

Cumhuriyet Halk Partisi Parlamento Bloku, vatandaşların bankalara ve finans kurumlarına olan borçlarının önemli ölçüde arttığını ortaya koydu. 

 

 Muhalefet partisi blokunun tarafından yayınlanan bir raporda, ipotek ve iflas dairelerinde bekleyen dosya sayısının bir yıl içinde 23 milyon 500 bine yükseldiği ortaya çıktı. 

Kredi kartı borçlarının 8,5 milyar liraya yükseldiğini de belirtidi. 

 TL’nin yabancı paralar karşısında değeri düştü, yıllık enflasyon oranları yükseldi ve son dönemde yüzde 61,14’e ulaştı.  

Cumhuriyet Halk Partisi bloku tarafından yayınlanan raporda, bireylerin bankalara ve finans şirketlerine olan borçlarının 1 Nisan itibarıyla 1 trilyon 77 milyar lirayı bulduğu belirtildi. 

 Konut, otomobil ve temel ihtiyaç kredileri toplam borcun yaklaşık 837 milyar lirasını oluşturuyor. 

 Raporda, 1 Ocak-8 Nisan döneminde iflas ve haciz dairelerinin yaklaşık 2 milyon 850 bin yeni dosya aldığı ve bunun da yeni dosyalarda yaklaşık yüzde 28,8’lik bir artışı yansıttığı belirtildi. 

 Rapor, döviz kuru dalgalanmalarına karşı sigortalanan sterlin mevduatlarının son durumuna ışık tutuyor. Bu Nisan ayının ilk verilerine göre bir önceki haftaya göre 85,3 milyar lira artarak 695,7 milyar lirayı rekor kırdı. 

Raporda, bu hesap sahiplerinin çoğunluğunun onları yenilediği, Banka mevduatının yüzde 11,7’sinin döviz kuru dalgalanmalarına karşı sigortalı lira mevduatlardan oluştuğunu belirtildi.

Saadet Partisi lideri Erdoğan'ı Kaşıkçı davasını bıraktığı için eleştirdi.

 Karamollaoğlu’ndan ‘Kaşıkçı davası’ yorumu: Erdoğan’ın ne kadar çok zikzak yapabileceğini gösteriyor. 

Muhalefetteki “İslamcı” Saadet partisinin lideri Temel Karamollaoğlu, gazeteci Cemal Kaşıkçı davasının Suudi Arabistan’a devredilmesini eleştirdi. 

Geçtiğimiz Perşembe günü mahkeme, Cemal Kaşıkçı’nın ülkesinin İstanbul’daki konsolosluğunda öldürülmesiyle ilgili olarak 26 zanlının gıyabında duruşmayı erteledi ve dava dosyasının Suudi Arabistan Krallığı'na devredildi. 

Karamollaoğlu, “Bu dava, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu tür konularda nasıl dalgalanabileceğini ortaya koyuyor. Ancak bu tür sert dalgalanmalar Türkiye'nin güvenilirliğini zedeliyor.”dedi. 

59 yaşında hayatını kaybeden gazeteci cemal Kaşıkçı'nın 2 Ekim 2018'de İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu içinde öldürüldüğü bildirildi. Ardından, iki bölgesel güç arasındaki gergin ilişkiler nedeniyle 2020’de Türkiye’de iki potansiyel şüphelinin yargılanmasına başlandı. 

Riyad’ı çileden çıkaran Erdoğan, Kaşıkçı’yı öldürme emrinin Suudi hükümetinin “en üst düzeylerinden” geldiğini söyledi. 

Sonunda mahkeme hakimi, “Duruşmayı durdurmaya ve dava dosyasını Suudi Arabistan’a teslim etmeye karar verdik” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçen yıl Suudi Arabistan ile ilişkileri onarmak için Riyad’ı ziyaret etmesi dikkat çekici.

İşsizlik rakamları ortaya çıktı

 Resmi veriler, Türkiye’de Şubat ayında işsiz sayısının 3 milyon 579 bin kişiye ulaştığını ortaya koydu. 

 Şubat ayı Hanehalkı İşgücü Araştırması sonuçlarını açıklayan TÜİK'e göre 15 yaş ve üzerindekiler için işsizlik oranı Ocak ayına kıyasla yarım puan azalarak yüzde 10,7’ye geriledi. 

Erkeklerde işsizlik oranı yüzde 9,3’e, kadınlarda yüzde 13,4’e ulaştı. 

 Şubat ayında çalışan sayısı bir önceki aya göre yaklaşık 90 bin kişi artarak 30 milyon 6 bin kişiye ulaştı. İstihdam oranı yüzde 46,6’da kalacak şekilde herhangi bir değişiklik kaydetmedi. 

 İşgücü bir önceki aya göre 87 bin kişi azalarak 33 milyon 585 bin kişi oldu. İşgücüne katılma oranı 0,2 puan azalarak yüzde 52,2 olmuştur. 

 İşgücüne katılım oranı erkeklerde yaklaşık yüzde 70,6 ve kadınlarda yüzde 34,2 oldu. 

 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,6 puanlık azalış ile yüzde 20,7 olurken bu yaş grubunda işsizlik oranı ise erkeklerde yüzde 17,7, kadınlarda ise yüzde 26,5. 

 İşçi sendikalarının ‘‘geniş tanımlı işsizlik’’ olarak tanımladığı zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan ‘‘atıl işgücü’’ oranı Şubat ayında bir önceki aya göre 0,9 puan azalarak yüzde 21,8 oldu.

AB’den 14 kat daha kötüyüz

Parasal enflasyon oranları Avrupa Birliği'ndeki oranların 14 katına ulaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hâlâ ülkesindeki ekonomik durumun diğer ülkelere göre daha güçlü olduğu ısrar ediyor. 

 Türkiye’de enflasyon oranları yüzde 60’ı aşarak, iflasın eşiğinde olan Yunanistan’da görülenden daha kötüdür. 

 CHP’li Ağbaba, Avrupa’da beş ülkedeki fiyat değişimleri ile Türkiye’deki fiyatları kıyasladı. Avro Bölgesi’nde yıllık enflasyonun yüzde 4,7 iken Türkiye’de gıda enflasyonunun yüzde 70,33 olduğunu dile getiren Ağbaba, “Avrupa ülkelerindeki asgari ücretle temel besin maddelerindeki alım gücü ülkemizdeki asgari ücretten kat be kat fazla. Türkiye yüksek enflasyonda Dünya’da zirveye oynarken AKP Genel Başkanı’nın ülkemizi düşük enflasyona sahip Avrupa ülkeleri ile kıyaslaması, bu ülkelerde durumun daha vahim olduğunu öne sürmesinin akılla, mantıkla izah edilebilecek bir yanı yoktur’’ dedi.  

 Ağbaba, Türkiye’de ortalama toplam asgari ücretin 311 avro olduğunu belirterek, toplam asgari ücretin Almanya’da 1.621 avro, Fransa’da 1.603 avro, Hollanda’da 1.725 avro, Belçika’da 1.658 avro ve Yunanistan’da 774 avro olduğunu belirtti. 

 Türkiye’nin Avrupa’da asgari ücretin en düşük olduğu ülkelerden biri olduğunu anlatan Ağbaba, “Almanya’da asgari ücretle 8.105 yumurta, 910 kilo un ve 2.439 kilo patates, Türkiye’de asgari ücret ile 2.647 yumurta ve 405 Bir kilo un ve 712 kilo patates alabilir. 

 Ağbaba, “Asgari ücret ile Fransa’da 263 kilo, Belçika’da 255 kilo, Yunanistan’da 372 kilo tavuk alınırken, Türkiye’de sadece 131 kilo tavuk alınabiliyor.” 

 Aynı durumun şeker, yağ, pirinç, soğan, kırmızı et ve süt ürünleri için de geçerli olduğunu vurgulayan Ağbaba, “Avrupa ülkelerinde asgari ücret ile çalışanlar bolluk içindeyken, Türkiye’de asgari ücretle çalışanlar açlık ve sefalet çekiyor” dedi.

 

4,5 milyon aileye doğalgaz ve elektrik kesintisi

 Resmi verilere göre 2021 yılında faturaların ödenmemesi nedeniyle Türkiye'de 4,5 milyon ailenin elektrik ve doğalgazı kesildi. 

 

 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Meclis Başkanı Ahmet Akın’ın bazı abonelerin elektrik ve doğalgaz kesintisine ilişkin sorusuna yanıt verdi. 

 Bakanlık, 2021 yılında 2 milyon 776 bin 461 konut biriminde geçici bir elektrik kesintisine tanık olduğunu söyledi. 

 Geçen yıl elektriği kesilen ticarethane sayısı 597 bin 980 olurken, sanayi abone sayısı 3 bin 277, tarımsal sulama abone sayısıysa 71 bin 626 oldu. 

 Bir yılda elektriği kesilen tüm abonelerin sayısı toplamda 3 milyon 449 bin 344 oldu. 

 Bir yılda doğalgaz mesken abonelerindeki kesinti sayısı 951 bin 294 oldu. Doğalgazı kesilen ticarethane abone sayısıysa 142 bin 287. 

 Bu istatistikler hakkında yorum yapan Akın, bu rakamların Türkiye’deki kötüleşen ekonomik krizin boyutunu yansıttığını söyledi.

yaşam pahalılığını eleştiren reklamı kaldırıldı.

 Türkiye’nin en büyük et lokantalarından biri olan Baydöner, Yaşam pahalılığını eleştiren reklamını kaldırdı. 

 Baydöner, resmi Twitter hesaplarında tüm masaların boş göründüğü bir reklam yayınladı.  

 Reklam, yaşam maliyetinden yaz saatine, herkesin yurt dışına taşınmasından benzin fiyatlarına kadar hükümeti eleştiren mesajlar içeriyordu. 

 Reklamın sosyal medyada konuşulmasının ardından restoran, herhangi bir açıklama yapmadan reklamı kaldırdı. 

 CHP Milletvekili Burhanettin Bulut reklama yorum yaptı: “Dükkân sahipleri kafayı yemiş... İlk kez bir reklamda hükümet eleştiriliyor. Eleştiri demeyelim, gerçekleri dile getirelim.” 

 Son dönemde parasal enflasyon oranının %61’i aşması dikkat çekicidir.