Tuesday, August 31, 2021

296 milyonluk cezaevi inşa edilecek

Çine Cezaevi için 296,6 milyon TL'lik ihale düzenlendi. 2021'de yeni cezaevleri için imzalanan sözleşme tutarı 1.5 milyar liraya yaklaştı.

Son 16 yılda 228, son 6 yılda 127 yeni cezaevi açan AKP iktidarının bir büyük cezaevi kampüsü projesi için açtığı ihale daha sonuçlandı. Aydın Çine Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü ihalesinin sonucu bugün açıklandı. 7 Aralık’ta ihalesi yapılan ancak yaklaşık 9 aydır sonucu duyurulmayan ihaleyi 296.6 milyon liraya EN-SA Yapı aldı.

17 Ağustos’ta imzalanan sözleşmeye göre 26 Ağustos’ta başlayan inşaat 850 gün sürecek ve 24 Aralık 2023’te tamamlanacak.


2021’de sözleşmesi imzalanan bazı cezaevi projeleri şöyle:

Akseki Ceza İnfaz Kurumu: 87 milyon TL
Giresun Şebinkarahisar Ceza İnfaz Kurumu: 72,3 milyon TL
Siirt Ceza İnfaz Kurumu: 103 milyon TL
Tunceli Ceza İnfaz Kurumu: 81,9 milyon TL
Kütahya Domaniç Açık Ceza İnfaz Kurumu: 17,5 milyon TL
Adıyaman Ceza İnfaz Kurumu: 194,2 milyon TL
Konya Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü: 541.1 milyon TL

En fazla vatandaşı cezaevinde olan ülke Türkiye

Avrupa Konseyi verilerine göre, kıtada nüfusa göre en fazla vatandaşı cezaevinde olan ülke Türkiye. Türkiye’de her 100 bin kişinin 357’si cezaevinde.




Erdoğan, muhalefeti anayasa değişikliklerine dahil etmeyi reddediyor !

 Cumhurbaşkanı Erdoğan, yetkilerini artırmak ve muhalefet partilerini kuşatmak için attığı adımlar olan anayasa değişikliklerinin muhalefete karışmadan gerçekleşeceğini vurguladı.

Erdoğan, Bosna-Hersek ve Karadağ bölgesini ziyareti sırasında partilerin meclise girmesi için gereken asgari şartlara değindi.


Partisinin, parlamentodaki asgari temsil oranını yüzde 10 yerine yüzde 7'ye düşürmek için Milliyetçi Hareket Partisi ile anlaşmaya vardığını belirtti.


Asgari parlamenter temsilin düşürülmesi


Erdoğan, asgari barajla ilgili olarak şu anda yüzde 7 düzeyinde belirlendiğini ancak Milliyetçi Hareket Partisi'ndeki yoldaşlarımızın bu konuda henüz nihai kararını vermediklerini söyledi. MHP bu orana olumlu bakıyor. Bu orandan Meclis'e giriş için asgari barajın düşürülmesi için henüz bir teklif almadık, ancak böyle bir teklif alırsak konu görüşülür ama şu anda bu konu masada değil.


Milliyetçi Hareket Partisi, siyasi partilerin meclise girmesi için gereken asgari barajı yüzde 5'e düşürmek istiyor. Gözlemciler, Ulusal Parti'nin parlamentoya giriş için asgari barajı düşürme arzusunu, popülaritesinin büyük bir yüzdesini kaybetmesine bağladılar.


Öte yandan Mutluluk, Gelecek, Demokrasi ve İlerleme partileri için asgari barajın düşürülmesi, onlara Cumhuriyet Halk Partisi liderliğindeki muhalefet Ümmet İttifakı'na katılmak zorunda kalmadan, yani muhalefeti dağıtmak zorunda kalmadan Meclis'te temsil edilme fırsatı verebilir.


Anayasa değişikliği


Erdoğan, beklenen anayasa değişiklikleriyle ilgili olarak muhalefet partilerinden bir şey beklemediğimizi çünkü daha adım atmadan muhalefet partilerinin kapılarını kapattıklarını söyledi. CHP ve İYİ Parti kapısı dahil tüm kapıları kapattık. Peki üzerinde çalıştığımız bu taslağı kime sunacağız? Taslağımızı tamamladıktan sonra Cumhuriyet İttifakı içinde Sayın Dawlat Bahshali'ye sunacağım. Sayın Bahshali bunu ekibiyle tartışacak ve daha sonra ilerlemeye devam edeceğiz.


Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısının gerekçesinin, mevcut anayasada yapılan tüm değişikliklere rağmen (askeri) vesayet sisteminin etkilerinin giderilmediğini iddia etmesi dikkat çekicidir. Türkiye'nin sorunlarının temelinde 90'lı yıllardan beri darbecilerin hazırladığı anayasaların yattığı açıktır, belki de Türkiye'nin yeni bir anayasa tartışması başlatmasının zamanı gelmiştir.”

Monday, August 30, 2021

AKP Tunceli İl Başkanı yangına 'photoshop'la müdahale etti

 AKP Tunceli İl Başkanı Sercan Özaydın, orman yangınlarına gereken müdahaleyi yaptığını ileri sürerek paylaştığı yangın fotoğrafına 'photoshop' ile söndürme uçağı ekledi.


Tunceli'de 13 gündür süren orman yangınına günlerce müdahale edilmemesi tepkilere neden olurken AKP'nin il başkanı Sercan Özaydın, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada tepkileri "yaygara" diye nitelemişti.

Özaydın'ın Twitter hesabından yaptığı sözkonusu açıklamada, yangına müdahale çalışmalarını gösterdiği iddiasıyla paylaştığı fotoğraf da ayrıca gündem konusu oldu.

Zira Özaydın'ın, yangınlara gereken müdahalenin yapıldığını ileri sürerek paylaştığı yangın fotoğrafına photoshop yöntemi ile bir söndürme uçağı eklediği görüldü.

AKP'li başkanın "Hizmeti fotoğraf, siyaseti iftira zanneden kimseler bilmeliler ki; Hozat ilçemizde çıkan yangına Devletimiz tüm imkanlarıyla müdahale etmektedir. Bugün arazözlerle, yarın uçaklarla…" diyerek paylaştığı 'photoshop'lu fotoğraf tepki topladı.



Erdoğan Bayraktar, "17/25 Aralık dosyamda ne varsa doğrudur" dedi, Erdoğan'a sitem etti

 

17/25 Aralık soruşturması sonrasında bakanlıktan istifa eden Erdoğan Bayraktar, soruşturma dosyasında yer alan telefon görüşmelerinin, görüntülerin ve teknik takiplerinin hepsinin kendisine ait olduğunu söyledi. Bayraktar, "Benim dosyamda ne varsa, hem tapeler doğrudur hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” dedi.


Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, 17-25 Aralık soruşturmaları ile ilgili, "Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur" dedi.


AKP’ye sert sözlerle yüklenen Bayraktar, parti içerisinde yağcılık devrinin bittiğini ve şebeklik devrinin başladığını ifade etti. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da kırgın olduğunu kaydeden Bayraktar, "Beni şimdi attılar. ‘Reis’, sayın cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı" diye konuştu.


‘AKP’DE ŞEBEKLİK DEVRİ BAŞLADI’


Eski bakan Erdoğan Bayraktar, Gazeteci Altan Sancar’a konuştu. Daha önce, “Açıkgözler, tatlı su kurnazları, tüfekçiler ,çöp çatanlar ve çalışmadan edinenler bitiriyor bizi…" açıklamasıyla gündeme gelen Bayraktar, söz konusu ifaelerin AKP'ye yönelik bir eleştiri olup olmadığına ilişkin şunları söyledi:


"Ben şu an aktif siyaset yapmıyorum, partiye gidip gelmiyorum ve organik bir ilişkim bulunmuyor. Fakat ben, AK Parti’nin içindeyim, üyesiyim. Ben bu partinin ilçe teşkilatlarında bulundum, vekillik de yaptım. Partiyi ahara karşı, yani kamuoyunun önünde eleştirmem. Ama şu var… Yağcılar… Hatta yağcılık devri de bitti, yağcılık geçmiyor. Şebeklik devri başladı. Onlar makama ve mevkiye geliyorlar. Benim yaşım geçti zaten, bu saatten sonra görev istemem ve bana görev verilmesi de yanlış olur. Ancak, bir toplumun kalkınması ve gelişmesi için, hep liyakat, ehliyet ve emniyet diyoruz. Şu anda bakıyoruz, berberden kasap, kasaptan terzi, terziden kuyumcu, tüccardan ormancı var. Böyle bir durumla karşı karşıyayız ve bu durum herkesi üzüyor. Bunun siyaset ve hükümetle alakası yok, devlet bizim devletimiz. Devlet de fiziksel bir nesne değildir, ilahi bir mevhumdur. Devlete herkesin sahip çıkması lazım. Şu andaki durumun iyi olmadığı açık. Bunu sen de görüyorsun ben de görüyorum."


‘BENİM TELEFON KONUŞMALARIM A’DAN Z’YE KADAR DOĞRUDUR’


17-25 Aralık soruşturmalarıyla ilgili de konuşan Bayraktar, "Dosyamda ne varsa, hem tapeler hem teknik takip doğrudur hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” dedi. Bayraktar devamında, “Bizi 17-25 Aralık operasyonu içinde bulunduk, oradaki operasyonda bize de dosya yaptılar, benim dosyam var. Suçlu olanın cezasını çekmesi lazım, ama şu anda geldiğimiz noktada Allah beni kayırdı ve kurtardı. Şu anda çok iyiyim, atmaca gibiyim” diye konuştu.


'REİS BENİ HIRSIZ ÇUVALININ İÇİNE KOYDU VE ATTI'


Bayraktar AKP’ye ve AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da kırgın olduğunu söyledi.


Erdoğan ile görüşmeyi bıraktığını söyleyen Bayraktar, “Ben görüştüm, bir buçuk senedir görüşmüyorum. Baktım, artık görüşmenin bir faydası yok. Yoksa oradan beni attıktan sonra ilişkimi koparmadım. Benim yine liderimdir. Ama beni çağırmasını da istemem, görev de istemem. Ama ben dua ediyorum ona, Allah yardımcısı olsun” ifadelerini kullandı.


Bayraktar, “Devletin düzelmesi için hakikaten, Allah’tan korkan, vatanını ve milletini seven, üretim yapan, katma değeri yüksek mal üreten insanların bir yerlere gelmesi lazım. Benim şimdi tuzum kuru. Özel sektördeyim. Beni şimdi attılar. ‘Reis’, sayın cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalının içine koydu ve attı” diye konuştu.

Sunday, August 29, 2021

Kılıçdaroğlu: Bu çalıştayı devleti yönetenler yapmalıydı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Muğla'da düzenlenen 2. Orman Çalıştayı’nın açılışında konuştu. Kılıçdaroğlu, orman yangınlar konusunda iktidarı eleştirerek 'Ormanın partisi olur mu?' diye sordu.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı; Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlediği 2. Orman Yangınları Çalıştayı’na katıldı.

Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, daha önce de Muğla’da çıkan yangının ardından çalıştay yaptıklarını ve ilgili kurumları yangın konusunda uyardıklarını dile getirerek, “Acaba yangından ders çıkardık mı?” diye sordu.

Gürün, ilk çalıştayda yaptığı konuşmanın videosunu salondakilere izleterek; “Bu konuşmayı şu anda da aynen tekrarlayabilirim. Gerekli tedbirler alınmadı. Halen aynı şekilde helikopter, uçak gerekli gereksiz; kurumların alması gereken tedbirleri aldık, almadık. Halen aynı şeyi 2021’de geçirdiğimiz yangında da konuşuyoruz. Biz yaşadığımız acı tecrübelerden ders alamıyoruz, yeni olacak olan acı olaylara



'ORMAN KÖYLÜSÜ ALINMADI'

Gürün, yangından önce ikazlarda bulunulduğunu, ne yapılması gerektiği konusunda net bilgiler ortaya konulduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:

“Helikopterin çok önemli olduğunu, yangının erken tespit ve müdahale ile söndürülebileceğini uzmanlarımız söyledi. Orman köylüsü, kendi ormanını yaşadığı ormanın içinde yangına müdahale edebilen hazır ekip; onların eğitilmesi ve donatılması, ekipler gelinceye kadar onların vasıtasıyla müdahale edilmesi gerektiği söylendi. Bu yangında orman köylülerimiz yangına sokulmadı. ‘Hayır sen bilmezsin oraya değil buraya’ denildi. Karşı yangınların yerini ve zamanını da orman köylüsü biliyor ve öneriyor olmasına rağmen yerine getirilmedi ve o acıyı yaşadık.”

Türkiye'nin Mülteci Çıkmazı

 Türkiye’ye Afganistan’dan gelen göçmenlerin sayısı her geçen gün arttıyor. Taleban’ın ülkede baskısını arttırmasıyla daha fazla göçmenin Türkiye sınırını geçebileceği sanılıyor. 


Yunanistan, Afgan mültecilerin Avrupa Birliği’ne geçişini önlemek için Türkiye sınırındaki duvarı güçlendiriyor. Avrupa Birliği ise Türkiye’den mültecilerin geçişini önlemesini bekliyor.

Kadir Has Üniversitesi’nden Soli Özel, AB’nin Türkiye’den 2015’ten bu yana Suriyeli mültecilerle ilgili beklediklerini Afgan mülteciler için de beklediğini kaydetti. Özel, Türkiye’nin mültecilerin ‘‘depolandığı’’ bir bölge olduğunu söyledi.

İç savaştan kaçan yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin Avrupa Birliği ile göçmenler konusunda yaptığı bir anlaşma mevcut. Bunun karşılığında Türkiye AB’den milyarlarca dolar yardım alıyor. Avrupalı liderler Afgan mülteciler konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüyor. Bazı uzmanlar AB’nin Türkiye’ye daha fazla mali yardım yapılması karşılığında Suriye mülteci anlaşmasının Afganlar’ı da kapsayacak şekilde genişletilmesini istediği görüşünde.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi üyesi Aslı Aydıntaşbaş, böyle bir anlaşmanın Türk hükümeti için paraya sıkışık olduğu bir dönemde olumlu karşılanabileceğini ancak kamuoyunda mülteci karşıtı hislerin yükselişte olduğu dönemde bunun büyük siyasi maliyeti olacağını söylüyor.

Saturday, August 28, 2021

Adli belgeler, Türk Büyükelçiliğinin Venezuela'da Erdoğan'ı eleştirenleri gözetlediğini ortaya koydu

 Venezuela'daki Türkiye Büyükelçiliği, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a muhalif Türk vatandaşlarının profilini çıkararak özel bilgilerini Ankara'ya gönderdi.


Daha sonra Dışişleri Bakanlığı'nın bu bilgileri adli makamlarla paylaşması, somut delil olmaksızın bu kişilere yönelik düzmece terör soruşturmaları yapılmasına neden oldu.


Savcı Birol Tufan'ın 12 Aralık 2018 tarihli kararına göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Türk diplomatların gönderdiği listede bulunan dokuz Türk uyruklu hakkında ayrı bir soruşturma (dosya no. 2018/27473) başlattı.

 

Adli belgeler, Türkiye'nin Venezuela Büyükelçiliği'nin Türkiye'de nasıl cezai soruşturmaları tetiklediğini gözler önüne seriyor. (Türk vatandaşlarının isim ve adresleri güvenlik nedeniyle yeniden düzenlenmiştir.

Alman Bankacılık Denetleme Kurulu'ndan Ziraat Bankası'na tarihi cezalar

 Alman Bankacılık Denetleme Kurulu (BaFin), Ziraat Bankası’na tarihte görülmemiş ağır cezalar kesti. Bankanın kredi vermesi ve mevduat toplaması kısıtlandı. Ankara’nın 4 genel müdür adayı reddedildi.


Merkezi Almanya'nın Frankfurt Kenti'nde bulunan Ziraat Bankası'na (Ziraat Bank International AG), Alman bankacılık tarihinde eşi benzeri görülmemiş yasaklarla, kısıtlamalar getirildi ve ağır para cezası kesildi.

Mevduat kısıtlaması ile büyük kredi yasağını da kapsayan ve bankanın kapatılmasına eşdeğer nitelikteki cezaları gerekçesi; yüz milyonlarca avroyu bulan yüksek miktardaki kredilerde uyumsuzluk, mevduat toplamadaki şüpheler…

GENEL MÜDÜRE ONAY YOK

Sözcü'den Ali Gülen'in haberine göre, Alman Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BaFin), Türkiye'nin en büyük bankası olan ve Almanya'da 7 şubesi bulunan Ziraat Bankası'na başlattığı denetimlerden sonra sert kararlar aldı.

Türkiye'den sırayla gönderilen 4 genel müdürü de reddeden BaFin, bir açıklama yayınladı. Gizlilik kuralları gereği bankanın adı açıklanmadı ancak bu cezaların, bir süre önce BaFin tarafından denetlenen Ziraat Bank International AG'ye verildiği biliniyor.

BaFin'in 26 Ağustos 2021 tarihli kararlarının, Almanya tarihinde şu ana kadar hiçbir banka için verilmemiş kararlar olduğu görülüyor.

İŞTE ŞOK EDEN KARARLAR

Bankanın kapatılmasından bir önceki adım niteliğindeki kararlar şöyle;

1) Ziraat Bank AG‘ye “Büyük miktarlarda kredi” verme yasağı getirdi. Artık Türkiye'den ipotek karşılığı milyonlarca Euro'luk krediler verilemeyecek.

2) Ayrıca, bankanın yüksek miktarlarda mevduat alması, piyasa üzerinde faiz vermesi yasaklandı.

3) Kurul, yönetimi uyardı ve Türkiye'deki Ziraat Bankası tarafından çeşitli aralıklarla gönderilen dört genel müdürü de reddetti.



4) BaFin tüm bankacılık işlemlerinde bankanın daha fazla öz sermaye kullanımını kararlaştırdı ve idari işlemler için özel maddi garantiler talep etti.

5) Ayrıca bankaya yüksek miktarda para cezası kesildi.

TÜRKİYE'YE KREDİ, VARLIK BARIŞI

Almanya bankacılık tarihinde görülmemiş bu cezaların nedenleri, bankanın 2017'den beri verdiği kredilerin sonuçlarında ve son yıllarda Türkiye'ye kaynağı belirsiz şekilde para aktarımında yatıyor.

Türkiye'deki çeşitli şirketlere Almanya'daki Ziraat Bankası üzerinden kredi verilmesi, GTI Reisen ile Görgülü kardeşlerin açığını kapatmak için Rusya'dan 10 milyon Euro getirtilmesi ve Türkiye'deki ‘Varlık barışı’ nedeniyle banka üzerinden son iki yılda, denetimsiz- sorgusuz paralar gönderilmesi bu ağır cezalara yol açtı.

Ziraat Bankası'na verilen bu cezalar ayrıca yüksek faiz talebiyle para toplamasını da kapsıyor.

Uzmanlar, bu ağır cezaların banka kapatmaya eşdeğer olduğunu, ancak Türkiye ile diplomatik bir sorun yaşanmaması için Ziraat'in kapatılmadığı ama elinin- kolunun kırıldığı yorumlarını yapıyor.

Türkiye'nin aktiflerine göre en büyük bankası olan Ziraat Bankası'nın Almanya'daki birimi Ziraat Bank International AG'nin 250 milyon euronun üzerinde özkaynağı ve 114 çalışanı bulunuyor. Bankanın Almanya'da Berlin, Duisburg, Frankfurt, Hamburg, Hannover, Köln ve Münih'te şubeleri bulunuyor.

Thursday, August 26, 2021

Türkiye, Erdoğan muhaliflerinin sahip olduğu firmalarda çalışan yaklaşık 50.000 kişiye dava açmaya hazırlanıyor.

 

Bir Türk savcı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirenlerin sahip olduğu şirketlerde çalışan ve hukuka aykırı olarak el konulan yaklaşık 50 bin kişiyi şüpheli olarak görüyor ve çalışma kayıtlarını suç kanıtı olarak gösteriyor.


Skandal eylem, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Fuat Yüzer'in 6 Kasım 2020'de gönderdiği bir tebliğle ortaya çıktı. Polise, soruşturma altındaki iki Türk vatandaşının hükümet tarafından el konulan şirket veya kuruluşlarda çalışıp çalışmadığını kontrol etmesini ve çalışıyorsa, ceza davası dosyasına dahil edilmek üzere çalışma kayıtlarını almasını emretti.


Erdoğan hükümeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hükümetteki yolsuzluk ve Türkiye'nin silahlı cihatçı gruplara yardım ve yataklık etmesi nedeniyle eleştiren bir grup olan Gülen hareketi üzerindeki baskının bir parçası olarak 2015'ten bu yana büyük holdingler de dahil olmak üzere 998 özel şirkete el koydu.


Serbest girişime ve serbest piyasa ekonomisine cepheden bir saldırı olarak eleştirilen bu eşi benzeri görülmemiş hareket, Erdoğan'ın muhaliflerini sindirmesine ve el konulan serveti yandaşlarına yeniden dağıtmasına yardımcı oldu.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, nakit rezervlerini gizli tuttu, mali açıklamada açıklamadı.


Türkiye Savunma Bakanı ve eski genelkurmay başkanı Hulusi Akar, çocukları için toplu konut İdaresi Başkanlığı'ndan (TOKİ) gizlice birkaç daire satın aldı, ödemesini nakit yaptı ve mali açıklama formunda hiçbir açıklama yapmadı, eski bir generaldi. 


Eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ün 12 Mart 2019'da Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir nüshası Nordic Monitor tarafından elde edilen ifadesine göre, Akar, Generaller ve Amiraller Bürosu'na sunduğu bir beyannamede satın alma işleminden bahsetmedi. ancak nakit rezervler dahil tüm mal varlığını ifşa etmekle yükümlüydü.


Sayın Yargıç, TSK'daki tüm generaller, Generaller ve Amiraller Bürosu'na mallarını beyan etmekle yükümlüdür. Servetlerindeki en ufak bir değişikliği bile rapor ederler. Ve bu konuda çok hassaslar. Yani eşlerinin [nikah] yüzüğünü, takılarını bile ihbar ediyorlar” dedi.


Partigöç, Akar'ın büroya sunduğu beyannamede bunu yapmadığını, ancak Akar'ın gizli işlemlerini gösteren belgelerin Genelkurmay Başkanlığı'ndaki ofisinde bir kasada saklandığını, ancak bu belgelerin esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolduğunu söyledi. 15 Temmuz 2016 darbe girişimi.


Partigöç, "Hulusi Akar, 15 Temmuz'dan önceki aylarda TOKİ'den her çocuk için iki ya da üç ev aldı. Bunları banka havalesiyle değil nakit olarak ödedi" dedi. Gizli işlem, şu anda Türk istihbarat teşkilatı MİT için çalışan eski bir albay aracılığıyla işlendi” dedi. Partigöç tarafından ismi açıklanmayan albay, istihbarat teşkilatına geçmeden önce Akar'da kurmay başkanı olarak çalışıyordu.



Wednesday, August 25, 2021

Karamollaoğlu'ndan AKP ve Erdoğan'a 'İşsizlik Fonu' eleştirisi

 İşsizlik Fonu üzerinden AKP'ye sert sözlerle yüklenen Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, "Ne yazık ki bu fon maksadı dışında kullanılmakta ve erimektedir" diye konuştu.


Elektrik zamlarına tepki gösteren Karamollaoğlu; işçi, memur ve emekli maaşları üzerinden hükümeti eleştirdi. 

"ERDOĞAN'IN 'ÇAY-SİMİT' HESABIYLA BİR AİLE GEÇİNEMİYOR"

Karamollaoğlu, "Elektrik Mühendisleri Odasının hesaplarına göre 4 kişilik bir ailenin elektrik faturası 5 yılda 94 TL'den 210 TL'ye yükselmiş. Yani yüzde 100'ün üstünde bir artış söz konusu. Bu sadece bir gider kalemi. Bütün giderleri hesaba katarsak bir ailenin geçimi Erdoğan'ın yaptığı 'çay-simit' hesabına göre altından kalkamayacak konuma geldi" açıklaması yaptı.

"İŞSİZLİK FONU MAKSADI DIŞINDA KULLANILIYOR"

AKP'ye İşsizlik Fonunun sadece kuruluş maksadına uygun kullanılması gerektiğini hatırlatan Karamollaoğlu, "Son zamanlarda en önemli konu 6. Dönem Toplu Sözleşme oldu. Sözleşmeye gelmeden önce İşsizlik fonudur. İşsizlik fonu işsiz kalanların derdine derman olmak için işçilerin kendi maaşlarından alınan paylarla oluşturulmuştur. Tamamen çalışanlara yönelik bir fon olarak değerlendirilmelidir. Ne yazık ki bu fon maksadı dışında kullanılmakta ve erimektedir. 

"BU GİDİŞLE İŞSİZLİK FONU SIFIRLANACAK"

Pandeminin başında 1 Ocak 2020 tarihi itibariyle İşsizlik Fonunda 131.5 milyar TL para vardı. Ama 9 Ağustos 2021 itibariyle bu miktar 86 milyar TL'ye geriledi. Yani neredeyse 3'te bir nispetinde eridi. Bu eriyen miktar sadece işsiz kalan vatandaşlarımız için mi kullanıldı? Bunun böyle olmadığını görüyoruz. 2021 yılının ilk üç ayından itibaren devam eden düşüş önlenemez ise iki yıla kalmadan tamamen sıfırlanacaktır" ifadelerini kullandı.

"ERDOĞAN 2000'DE BAŞKA BUGÜN BAŞKA TÜRKÜ SÖYLÜYOR"

Zamlarla emekli ve memurların ciddi sıkıntı içinde olduğunu vurgulayan Karamollağlu, açıklamasını şöyle tamamladı:

Sayın Erdoğan, 2000'li yılların başında "Benim vatandaşım çöpten rızık topluyorsa, pazarlarda artık topluyorsa, meydanlarda açız diye bağırıyorsa, ev kirasını su ve elektrik parasını ödeyemiyorsa; bunun sorumlusu bugünkü hükümettir" diyor. Sayın Cumhurbaşkanına bundan dolayı iktidara gelmeden önce iktidara geldikten sonra bizzat kendisinin ne söylediğini dinleyerek hatırlamasını öneriyoruz. O gün söylediği türkü başkaydı bugün bambaşka bir türkü söylüyor. Bugün içine sürüklendiğimiz ekonomik sıkıntı geçmişi mumla aratıyor.


Muhalefet lideri: Erdoğan Türkiye'yi "mülteci kampına" çevirdi

 Türk muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi bir mülteci kampına çevirdiğini söyledi.


Bu, Türkiye'nin en büyük muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin lideri Kılıçdaroğlu'nun başkent Ankara'da kanaat önderleri toplantısına katıldığı sırada yaptığı açıklamalarda geldi.
Türk muhalefet lideri Erdoğan'dan "savaş ve kavgaya değil, barışa dayalı bir dış politika inşa etmesini" istedi.

Barış, Suriye, Irak, İran, Avrupa Birliği, Yunanistan, Fas veya Libya olsun, başta komşu ülkeler olmak üzere toplumdaki herkese hakim olmalıdır.

Erdoğan, Türkiye'yi her yerden mülteci kabul eden bir kampa çevirdiğini belirterek, "Türkiye'de iki yıl önceki resmi kayıtlara göre yaklaşık 3 milyon 600 bin Suriyeli var" dedi.

Kılıçdaroğlu, "Bu da Erdoğan için yeterli değilmiş gibi, onun şu anda Afgan mültecileri almaya hazırlandığını görmek" dedi.

Afgan göçmenlerin Suriye'de olduğu gibi kadın, çocuk, yetişkin ya da genç olmadığını, ülkeye yasadışı yollardan giren gençlerin hepsi olduğunu belirtti.

Merak etti: İngiltere kaderini kontrol edebilsin ve Afgan mültecileri içine alacak merkezler kurma planlarını çizebilsin diye Türkiye üçüncü sınıf bir ülke mi?

Erdoğan'ın tüm bu krizlerdeki kaygısının, mültecilere ev sahipliği yapması karşılığında Avrupa Birliği'nden aldığı parayı artırmak olduğunu da açıkladı.

Tuesday, August 24, 2021

AKP’li başkandan tepki çeken paylaşım

 AKP Antakya Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Fatih Yıldırım'ın bir çocuğa silahla atış yaptırdığı görüntüleri büyük tepki çekti. Yıldırım’ın, sosyal medyada çeşitli silahlarla poz verdiği paylaşımları dikkat çekti.


AKP'nin Antakya Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Fatih Yıldırım’ın bir çocuğun eline silah tutuşturarak atış yaptırdığı görüntüleri ortaya çıktı.

Yıldırım paylaşılan videolarla, küçük bir çocuğa silahla atış yaptırdığı görülüyor.

Çocuğun korkusuna aldırmadan zorla atış yaptıran Yıldırım, daha sonra çocuğa “Sevdin mi?” diye soruyor ve o anları kaydeden cep telefonuna el sallıyor.

Ulaşılan diğer fotoğraflarda da Yıldırım'ın ateşli aletlerle poz verdiği görülüyor. Araç direksiyonunda ya da elinde tuttuğu ateşli aletlerle çektiği, çektirdiği fotoğrafları sosyal medyaya yükleyen Yıldırım'a tepki büyük.

Yıldırım, paylaşımların sosyal medyada tepki toplamasının ardından fotoğrafları hesabından sildi.


DAVUL ZURNALI LEBALEB KONGRE İLE GÜNDEM OLMUŞTU

AKP Hatay teşkilatı daha önce de davul zurnalı lebaleb kongre ile gündeme gelmişti.

11 Şubat’ta gerçekleştirilen Hatay İl Gençlik Kolları 6. Olağan kongresinde partililerin kapalı mekanda bir araya geldiği, salgın kurallarına dikkat edilmediği, şarkılar söylendiği, davullar eşliğinde partililerin omuzlarda oynadığı anlar kameralara yansımıştı. Sosyal mesafenin hiçe sayıldığı görüntülerde birçok kişinin maske takmadığı da görüntülenmişti.

Milletvekilleri, il başkanı, belediye başkanları ve partililerin kongrede sosyal mesafeye dikkat etmeden oturduğu kongrede görüntülerin sosyal medyada paylaşılmasıyla büyük tepki oluşmuştu.


"Sadat" güvenlik şirketindeki bir görevli, Erdoğan'ın partisinin askeri kanadının çalışmalarının ayrıntılarını ortaya koyuyor

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanı Adnan Tanrı Ferdi'nin liderliğinde, daha önce şirketin ekibinde dört yıl görev yapan Türk güvenlik şirketi "Sadat" yetkilisi Osman Gürer, şirketin düzen amacıyla kurulmadığını doğruladı. maddi para kazanmak için değil, daha çok siyasi amaçlara ve ideolojiye ulaşmak için.


Bu, yetkilinin YouTube sayfasındaki kişisel kanalı üzerinden gazeteci Adam Karachoban'ın sorularını yanıtlamak için yaptığı açıklamalarda geldi.


Gürer, onların ideolojik olarak nasıl yetiştirildiklerine dikkat çekerek, “Adnan Taneri, beklenen Mehdi'ye inanan ve hayatını Mehdi'nin çıkış ortamını hazırlamaya ve misyonunu yerine getirmeye adayan bir insan... Ben de Hz. darbe gecesine kadar bu zihniyet. Ancak bazı şeylerin farkına vardım ve baktım ve o gece bir oyunun içine çekildiğimizi keşfettim... Bu uyanıklık ve farkındalıktan sonra vicdanım biraz olsun rahatladı.


Sedat Bölüğü içinde nasıl ve nasıl çalıştıklarına da değinerek, “Şirketin kışlaya giriş-çıkış ve askeri araç ve gereç kullanma yetkisi olduğu için kışlaya kolayca girip çıkıyorduk... bir yıl boyunca hiç itiraz etmeden askeri birliklere girip çıktı. . Ordu ekipmanını eğitim amaçlı kullanabilirdik.”

Thursday, August 19, 2021

Türkiye, Afgan mültecileri durdurmak için İran sınırını güçlendiriyor

 Associated Press'in haberine göre, Türkiye, Taliban'dan kaçan olası bir Afgan akınını durdurmak için İran sınırını güçlendirmek için asker gönderiyor.


Haftalar ve aylar önce kaçan Afganlar, İran'da uzun bir yürüyüşten sonra Türkiye'nin engebeli sınır bölgesinde ortaya çıktıkça, düzensiz varışlar şimdiden arttı. AP'nin sınır yakınında karşılaştığı bir grup Afgan, Afgan ordusunu terk ettiklerini ve Taliban saldırısının hızlanmasıyla ülkeden kaçtıklarını söyledi.


"Mecburiyetten geldik. Taliban ülkemize saldırdı ve şimdi onu kontrol ediyorlar, Türk hükümetinin [bizi kabul etmesini] umuyoruz” dedi. Türkiye'ye ulaşmak için bir dağa tırmandıklarını, susuzluğa ve açlığa dayandıklarını anlattı.


Grubun bir diğer üyesi Nesar Ahmed de paralarını ve cep telefonlarını alan hırsızların yağmalarına maruz kaldıklarını söyledi.


Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, muhalefet partilerinden Afganistan'dan gelen göçmen sayısındaki artışla ilgili uyarı ve eleştirileri görmezden geldi. Bu hafta, Türkiye'nin Afganistan'dan yeni bir mülteci dalgasıyla karşı karşıya olduğunu kabul etti ve hükümetinin, savaşın yıkıma uğradığı ülkede istikrarı sağlamak için Pakistan ile birlikte çalışacağını söyledi. Savunma Bakanı Hulusi Akar, İran sınırının askerlerle takviye edildiğini ve sınıra inşa edilen duvarın tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.


Türkiye halihazırda, çoğu komşu ülkedeki iç savaştan kaçan Suriyeli mültecilerden oluşan yaklaşık 4 milyon göçmene ev sahipliği yapıyor. Ülkede, koronavirüs pandemisi tarafından şiddetlenen yüksek işsizlik de dahil olmak üzere ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu için göç karşıtı duyarlılık yükseliyor.


Geçtiğimiz aylarda sosyal medyada dolaşan video görüntüleri, İran'dan Türkiye'ye geldiği iddia edilen genç erkek gruplarını gösteriyor. Bazı medya organları her gün 1000 kadar göçmenin İran sınırını geçtiğini bildirdi.


Muhalefet partileri hükümeti “sınırların kontrolünü ele geçirmeye” ve yeni bir göç dalgalanmasını önlemeye çağırıyor.


Ayrıca, Ankara'nın 2016'da AB ile yaptığı gibi, Türkiye ile Batılı ülkeler arasında herhangi bir yeni göç anlaşmasına karşı uyarıda bulundular. Bu anlaşmaya göre Ankara, göçmenlerin Avrupa'ya akışını engellemeyi kabul ederken, AB kendi adına diğerlerinin yanı sıra söz verdi. Suriyeli mülteciler için Türkiye'ye milyarlarca avro göndermek.


Ana muhalefet partisi, Erdoğan'ın ABD Başkanı Joe Biden ile Türkiye'nin ABD güçleriyle çalışmış Afganları kabul edeceği gizli bir anlaşma yaptığını da iddia etti. ABD Büyükelçiliği Çarşamba günü yaptığı açıklamada, iddiaların "tamamen temelsiz" olduğunu söyledi.


Pazar günü İran sınırını denetleyen Akar, yıl başından bu yana yaklaşık 62 bin kişinin bu sınırı geçmesinin engellendiğini söyledi.


Çabalarımızı yoğunlaştıracağız ve sınırlarımızın geçilmez olduğu anlayışını pekiştireceğiz” dedi.


Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi, sınırda planlanan 241 kilometrelik duvarın 155 kilometrelik kısmının daha şimdiden örüldüğünü bildirdi. Gazete, elektro-optik gözetleme ile donatılmış yaklaşık 200 gözetleme kulesinin de inşa edildiğini söyledi.

Türk hava saldırıları, Yezidi'nin Irak'ın Sincar kentinde yaşadığını iddia ediyor

 Türk hava saldırıları Irak'ın Ezidilerin çoğunlukta olduğu Sincar bölgesinde derme çatma bir hastaneyi vurdu.


Yerdeki yerel ve diplomatik kaynaklara göre, Irak'ın Ezidilerin çoğunlukta olduğu Sincar bölgesinde bir derme çatma hastaneye Türk hava saldırısında en az beş kişi öldü ve çok sayıda kişi de yaralandı. Saldırılar, Ankara'nın Irak Kürdistanı genelinde binlerce köylüyü yerinden eden ve düzinelerce sivilin hayatına mal olan Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) karşı daha geniş kapsamlı askeri kampanyasının bir parçası.

Agence France-Presse'nin aktardığına göre sağlık çalışanlarına göre, Sincar Dağı'nın güneybatı eteğindeki Skiniya köyündeki klinik hava saldırılarında tamamen yıkıldı. Başlangıçta ölü sayısını üçe çıkardılar. Kurbanların birçoğunun sivil olduğu ve geri kalanların da PKK'dan eğitim alan ve Irak hükümetinin maaş bordrosunda bulunan Sincar Direniş Birimleri (YBS) olarak bilinen Ezidi milis grubunun üyeleri olduğu bildirildi.

Sikiniye, Birleşmiş Milletler'in resmen soykırım olarak nitelendirdiği şeyde binlerce Ezidi erkeği öldürerek ve kadınları köleleştirerek Irak'ı kasıp kavuran IŞİD'in ele geçirdiği bir dizi Ezidi köyü arasındaydı.

PKK yanlısı bir haber ajansı olan Fırat Haber tarafından yayınlanan hava saldırılarının sahneleri, tozlu bir ova ve birkaç çökmüş bina üzerinde yükselen siyah duman bulutlarını gösterdi.

Bir diğer PKK yanlısı haber kanalı Roj TV, Sikiniye'de çaresizlik içinde kollarını kaldırmış yaslı bir Ezidi kadının görüntülerini yayınladı. Köylülerin, daha fazla Türk saldırısı tehdidi nedeniyle enkaz altında kaldığı düşünülen çok sayıda insanı almalarına izin verilmediğini söyledi.

Avrupa'da ismi açıklanmayan bir Ezidi sığınmacı, kliniğin bir zamanlar 1950'lerde kurulmuş bir okul olduğunu söyledi. Öldürülen YBS komutanı Hesen'in Hababa aşiretine mensup kaynak, "İyileştirici özellikleriyle ünlü bir su kaynağına yakın ve yakınlarda birkaç ev var" dedi. Kaynak, "Siviller klinikte tedavi edildi çünkü ulaşılabilecek işleyen hastaneler yok" dedi.

Türk baskınları, önceki gün üst düzey bir YBS komutanını taşıyan bir araca yapılan saldırı sonrasında gerçekleşti. Seid Hesen ve YBS savaşçısı yeğeni, Irak Başbakanı Mustafa el-Kadhimi'nin 800'den fazla Ezidi'nin IŞİD tarafından toplu olarak katledilmesini anmak için Sincar'ın Koço köyünü ziyaret ettiği sırada Türk güçlerinin düzenlediği insansız hava aracı saldırısında hayatını kaybetti. Saldırıda 3 sivilin yaralandığı bildirildi. Hastaneye yapılan grevin, Salı günkü saldırıda burada tedavi gören yaralı savaşçıları hedef aldığı düşünülüyor.

Khadimi'nin ofisi, bugün Irak Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının ardından dişsiz bir azarlama yayınladı. Görüşmeleri özetleyen açıklamada, Milli Güvenlik Kurulu'nun Türkiye'nin adını vermeden Sincar'daki askeri harekatları kınadığı belirtildi.

Wednesday, August 18, 2021

THY kabin memurları Erdoğan'ın cehenneminden kaçmak için Kanada'ya sığındı


 Türk hava yolu misafirperverliği ekibi, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türk hükümetinin politikalarının neden olduğu ekonomik çöküşün kabusundan kurtulmak için başkent Ottawa'ya vardıklarında Kanada'ya sığınma başvurusunda bulundu.


 Uçağın mürettebatı, sığınma hakkı elde etmek için yasal işlemleri başlattı. Olayın türünün ilk örneği olmadığını, birçok Türk'ün ülkenin karanlık geleceğinden ve hükümetin muhalifleri hedef almasından kaçmak için Avrupa'ya kaçtığını açıkladı.


Bir yandan Hava Personel Birliği başkanı Satchkin Kochak, "Ulusal bir havayolu olarak ekibin ani gidişini hoş karşılamıyorum, istifa edip gitmeleri gerekirdi" dedi.


Konuk ağırlama personelinin kararının arkasında birçok sosyal faktörün bulunduğunu ve bunu Türk ekonomisinin çöküşünün neden olduğu yaşanan krizlerden bir çıkış yolu olarak gördüklerini vurguladı.

İstanbul'un farklı yerlerine pankartlar asan "Öfkeli Genç Türkler"e gözaltı

 Pankart astıkları için gözaltına alınan 6 kişinin ifadesi terörle mücadele şubesinde alınacak !!


İstanbul'un çeşitli ilçelerinde göçmenlerin Türkiye sınırlarından kaçak girişine karşı çıktığı ifade edilen sloganlar içeren pankartlar asıldı. Pankartları astığı iddia edilen 6 kişi gözaltına alındı, ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

Şehrin farklı noktalarına "İzmir'in dağlarında çiçekleri yakanlar hesabımız sizinle", "Ülkemde mülteci istemiyorum" ve "Hudut namustu" gibi ifadelerin yer aldığı pankartlar asıldı. Pankartlar hepsinde "Öfkeli Türkç Gençler" imzası yer aldı. 

Söz konusu pankartları astığı öne sürülen 6 kişinin gözaltına alındığı belirtildi.

Avukat Ali Gül Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda kişilerin, polis tarafından gece yarısında gözaltına alındığını belirtti.

Gül, gözaltındaki kişilerin ifadelerinin terörle mücadele şubesinde alınacağını ifade etti.


Avukat Afşin Hatipoğlu, ilerleyen saatlerde gözaltına alınan kişilerin ifadelerinin ardından serbest bırakıldığını duyurdu:

Gözaltılar, İYİ Parti'nin İstanbul teşkilatının tepkisini çekti. Partideki bazı isimler tepkilerini Twitter'da dile getirdi:


Partinin genel merkezi de gözaltılara tepki gösterdi:




Tuesday, August 17, 2021

Türkiye'de son 5 yılda 349.000'den fazla web sitesi yasaklandı

 İfade Özgürlüğü Derneği'nin (İFÖD) EngelliWeb girişiminin 2020 yıllık raporuna göre, 2016-2020 yılları arasında Türkiye'de toplam 349.763 web sitesi yasaklandı !.


Rapora göre, 2006'dan bu yana yasaklanan web sitelerinin sayısı, 2020'de 58.809 web sitesi yasağı ile 467.011'e ulaştı, 2019'a göre hafif bir düşüş.

Web sitelerine ek olarak, 2006'dan bu yana 150.000 URL (veya İnternet adresi), 7.500 Twitter hesabı, 50.000 tweet, 12.000 YouTube videosu ve 8.000 Facebook ve 6.800 Instagram gönderisine erişim yasağı getirildi.


Hükümetin İstanbul'da kalan birkaç yeşil alandan biri olan Gezi Parkı'na inşaat yapma planları üzerine başlayan Mayıs 2013 Gezi protestolarının ardından Türk hükümeti sosyal medya platformları üzerindeki baskısını artırdı. Twitter, alternatif medya ve protestocular arasında bir ağ oluşturma aracı olarak ortaya çıkarken, ana akım medya o sırada popüler protestoları yayınlamakta tereddüt etti.

O zamandan beri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sosyal medyayı ulusal güvenliğe yönelik ana tehditlerden biri olarak listeledi ve Türk hükümeti, kritik haber ve görüşlerin erişilebilirliğini engellemek ve sözde devlet karşıtı eylemlerde bulunan kullanıcıları cezalandırmak için İnternet kısıtlamalarını genişletti. çevrimiçi kamusal alandaki suçlar.

Rapora göre 2020'de haber içeren toplam 5.645 internet adresi yasaklandı ve 4.620'sinden içerik kaldırıldı.

İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı verilere atıfta bulunulan raporda, 2020'de toplam 75.292 sosyal medya hesabının incelendiği ve bunların 32 bini hakkında yasal işlem başlatıldığı ve 2019'a göre önemli bir artış olduğu belirtildi.


Monday, August 16, 2021

Muhalefet lideri Erdoğan'ın çelişkili açıklamalarıyla alay ediyor: Amerika'dan talimat alıyor!

CHP partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKPartisi Genel Başkanı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile 5 gün içinde göç konusunda iki karşıt açıklama yaparak alay etti.

Kılıçdaroğlu, sosyal paylaşım sitesi Twitter'daki resmi hesabı üzerinden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hitaben yaptığı konuşmada, "Sınırları koruyamadığını ve Biden'e verdiğin sözü yerine getirdiğini kabul ediyorsun. Bu topraklar bu kadar mülteciyi kabul edemez. İnsanlara kapalı kapılar ardında yaptığınız taahhütleri anlatın. Yine malınla tehdit mi edildin! Sabah ve akşam farklı konuşuyorsun, aldığın talimata göre fikrin değişiyor.”

Muhalefet lideri şöyle devam etti: “Erdoğan bugün şunları söyledi: (Türkiye'de İran'dan artan bir Afgan göçmen dalgasıyla karşı karşıyayız). Erdoğan, size soruyorum: 2400 km öteden bir sığınmacı bizi nasıl tehdit eder? Hükümetinizin sınırlarımız üzerindeki kontrolü nerede? Böyle bir kontrol yok mu? Bunun olmadığını ve kasıtlı olmadığını biliyoruz. Çünkü her gün düzensiz sığınmacılarla karşılaşıyoruz.”

Devlet Beheştli'nin susmasını mültecileri kabul ettiğini kabul ederek eleştiren Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın söylediği her şeyi emir-komuta zinciri içinde uyguluyor, sonra da (en milliyetçi benim) demeye devam ediyor. Son olarak MHP'yi seven vatansever halkımıza sesleniyorum: Ülkemizin başına bunları gören MHP yönetimine açık açık konuşmaz mısınız?

Türkiye, eleştirmenleri ve muhalifleri avlamak için Interpol'ü manipüle etmek için bir plan hazırladı

 

İslamcı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümeti, bir hükümet eleştirmeni sahte suçlamalarla aranan bir adam olarak listeleme girişiminin ardından Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı (Interpol) filtreleme mekanizmalarını devre dışı bırakmak için yeni bir planın peşine düştü.


Hükümetin Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan bir belgede ayrıntılı olarak açıklanan planı, Genel Sekreterliğin uluslararası bir organın kullanılmasına izin vermeyi reddetmesinin üstesinden gelmek için Genel Kurul ve Yürütme Komitesi'nde lobi yapmak için Türk hükümet kaynaklarının seferber edilmesini içeriyor. Erdoğan hükümeti tarafından yürütülen siyasi cadı avı.


Planın, Interpol'ün Kasım ayında Türkiye'de yapılacak Genel Kurulu'nda yürürlüğe girmesi bekleniyor. Nordic Monitor daha önce Türk cumhurbaşkanının 28 Nisan 2021'de parlamento başkanına Interpol toplantısına ev sahipliği yapmanın faydalarının altını çizen bir mektup gönderdiğini ve bunun Interpol'ün Gülen hareketinin peşine düşmek için yardım almasına nasıl yardımcı olabileceğini gösteren belgeler yayınlamıştı. dünya çapında eğitim, hayırseverlik ve dinler arası diyalog faaliyetlerinde aktif olmuştur.


Interpol'ün işleyişi, 194 üye ülkesinin her birinin önerilen kararlar için bir oy aldığı Genel Kurul tarafından yönetilir. Ekim 2019'da Şili'de düzenlenen 88. Genel Kurul, Erdoğan hükümetinin yoğun lobi faaliyetleri sonucunda Türkiye'nin 2021 toplantısına ev sahipliği yapmasına karar verdi.

"6'lı masa İmamoğlu'nun adını açıklayacak!" Hapis cezasından sonra çok konuşulacak iddia

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen hapis kararı siyaseti hareketlendirdi. İmamoğlu'nun Saraçhane'de ...